Yazılarımı okuduktan sonra yorum yapmayacak olsan bile yazımın hemen altındaki "okundu" butonunu işaretle olur mu :)

24 Eylül 2013 Salı

10. Konya Uluslararası Mistik Müzik Festivali

Çok yakında bu konuda uzun bir yazı yazmayı planlıyorum ama şuan yalnızca haberini verip gideyim :)
Mistik müzik meraklıları için Mevlana Kültür Merkezi'nde düzenleniyor bu etkinlik. İlgilisine duyuruluuur :) 22-30 Eylül saat 21:00 da başlıyor hergün sanırım :D

15 Eylül 2013 Pazar

Akdong Muscian ve Lee Hi ve Seong Sujin

Bu gruptan bahsediceğime söz vermiştim :) Bir abi ve kız kardeşten oluşan bu müzik grubunu KPOPSTAR diye bir programda keşfettim. Bu program, Yetenek Sizsiniz Türkiye'nin şarkı yarışması gibi ya da O Ses Türkiye(pek bilmiyorum bu programı) gibi. Ben bu programı youtube kanalından takip ediyordum. Jüriside 3 kişiden oluşuyor, bu üç kişi Kore'de ki mkeşhur 3 müzik şirketinin sahipleri. Herneyse işte yarışmada birinci oldu bu benim sevdiğim grup. Abisi genelde gitar çalarken kız kardeşi şarkı söylüyor(ya da vokal mi deniyor, işte ondan :D ). Veee ben kızın sesini çok beğeniyoruuuum :) Bu grupla aynı yarışmada yarışan bir kadın vardı bide, o kaçıncı oldu bilmiyorum ama onunda sesini çok beğeniyorum. Adı Seong Sujin.
Anlatıcak daha fazla şey bulamıyorum. Hee bide bu yarışmayı keşfetmemde Lee Hi(Hai) isimli şarkıcı kızı keşfetmemle oldu. O kız, bu yarışmada 2. olmuştu önceki yıl. Onun sesinide çooook seviyorum :) Birkaç şarkı var sırada ^^
Akdong Musician:

Seong Sujin:
Lee Hi(Bu kız benden 1 yaş büyük iananbiliyor musunuz :D ) :

Öyle işte :)

13 Eylül 2013 Cuma

Suudi Arabistan...

 Dün haberlerde Umre'ye Hac'a giden insanları gösteriyorlardı. Tamam, ne güzel gidiyorlar gidiyorlarda ortada ibadete gittikleri yer hakkında bir sorun var. Oranın adı Suudi Arabistan. Hani şu Mısır'da ki darbeye destek veren, büyük meblalar yatıran ülke... Her Müslümanın dilinde "Kalbimiz Mısır'da" "Sisi'ye lanet olsun!" nidaları yükselirken, fiilleri neden bu kadar ters düşüyor sözlerine. Yabancı markaları protesto ederlerken şuan için neden Suudi Arabistan'ı da protesto etmiyorlar? Tamam Hac farz ibadet ama, sen farzını gerçekleştirmek için, sorumluluktan kurtulmak için o denli büyük meblalar ödüyorsun ve bu ödediğin para Müslüman kardeşlerinin tenine kurşun olarak gidiyorsa bu işin farzı nerde, sevabı nerde? Bilemiyorum, Müslümanların bu yaptıkları ne kadar doğru, ne kadar insaflıca...

11 Eylül 2013 Çarşamba

WhatsApp'da ki Uyduruk Kampanya

Birkaç gündür üst üste denk gelince aynı mesaja bari ben birşeyler yapayım dedim.  Son zamanlarda WhatsApp uygulamasında resimdeki mesaj dolanıp duruyor.
Aslında uydurma olduğu açıkça göze batsa da ben birkaç resim ve bilgi ile açıklayayım.
Öncelikle her WhatsApp kullanıcısı bilir ki bu uygulama yalnızca 1 yıllık. 1 yıl sonra ücretlenir. Ama bu mesajda 5 yıllık ücretsiz üyelikten bahsediyor ve bu bana pek mümkün gelmedi açıkçası.

Diğer bir ayrıntı verilen link. Ben interneti genellikle telefondan kullandığım için bu linke göz atamadım çünkü telefonum açmadı linki. Eğer karşınıza çıkan site türkçe ise sahtedir. Bu uygulama yabancı yapımı olduğu için orjinal sitesin ingilizce olması gerekir. Türkçe olması içinse  sonuna " .tr " eki ile vermeleri gerekir en azından ben öyle biliyorum.

Yeterli sayıda gönderirseniz mesajın altta bulunan tik işareti yeşil olcakmış.(!) Bakın o işareti nerede buldum.
İfadeler sekmesinde bulunan bir resim sadece ve renginin yeşile dönmesi imkansız.

Son olarak da ortada böyle bir yıl dönümü kampanyası olacak olsa bunu uygulamanın hesabından mesaj olarak alırsınız. 

----------

Not: Grip grip kendime uğraş ararken oturup bu yazıyı yazdım. Manyak mıyım neyim :D 
*mendilim neredeydi beniiim~~ HİYAPŞUUUUĞ*

9 Eylül 2013 Pazartesi

Arabadan Konya Fotoğrafları #1

Pek çok yere giderken bizi halam götürür ve halamın arabasında belli kurallar vardır. En önemli kurallardan biriside ön koltuk kuralı :D Sürücü hariç arabadaki en büyük kim ise ön koltuğa o oturur. Genelde bizim gezintilerimiz ya da işlerimizde şu üçlü bulunmaktayız; halam, ablam ve ben. Durum böyle olunca arka koltuk hep bana kalıyor :D Benim yine arka koltukta oturduğum günlerden birisinde canım çok sıkıldı ve resim çekmeye başladım. Sonra resimlere baktım ve "ben seri yapıcam bu resimlerden" dedim. Sonuç olarak bu seriyi yazmaya karar verdim :D "Komşumun balığı bize emanet" serime devam edemedim çünkü o yazıyı ben yazdıktan bir süre sonra komşumuz döndü. Ben seri yapmayı çok istediğimden dolayıda bu seri ortaya çıktı :) 
İşte karşınızda acemice çekilmiş birkaç fotoğraf  ^^ 
 Bu resmi çekerken asıl amacım otobüsün üzerinden görünen evi ve gökyüzünü çekmekti ama bu şekilde olan görüntüyüde sevdim ^^
Dikkatleriniz arabanın arka camına yansıyan gökyüzüne çekmek istiyorum(Sanki kasıtlı çektim, sonra farkettim o yansımayı :D )
Resimlerin hepsini aynı gün çektim. Konya'da eylül ayının gelmesiyle keskin soğuk hava bastırdı aniden. O günde epey serindi ve birazda bulutlu ama seviyorum ben öyle havayı. Her mevsimin ayrı güzelliği var bence :)  

Öyle işte :) 
Sizin oralarda havalar nasıl efenim?

7 Eylül 2013 Cumartesi

Dedeme Son Veda...

(Amelie filmini izlemedim. Şarkının film için bir anlamı var mı bilmiyorum. Tamamen duygusal bakarak ekledim bu şarkıyı yazıma.)

Bu yazıyı eninde sonunda yazmam gerekicekti zaten, eğer yazmasaydım bloğa yazı yazmaya pek elim gitmiyordu doğrusu..
Cenaze evi ne garip bir yer: hele de vefat eden kişi çok yakınınızsa. Benim o yakınım dedemdi. Evin cenaze evi olma sebebiyeti dedemdi. 27 Ağustos 2013, tam saatini bilmiyorum ama sabahın erken saatleri, dedem vefat etti; annemin babası... Beni "Kızmanım", "Kürt Zeynep'im" diyerek seven, bana siyaset anlatan, komik espiriler yapan dedem... Ananemle didişen ama onu çok seven dedem... Kocaman göbekli tonton dedem... Her konuda bir profesör edasında bilgili dedem... 
Dedemin vefat ettiğini öğrenince şok geçirdim, inanmak istemedim ve halen inanamıyorum. Halam, dedemin ölüsünü görmemizi yoksa öldüğüne inanamıyacağımızı söylemişti ve öyle de oldu. Görmem için vakit kalmamıştı, hastaneye gidemedim...
İşte o cenaze evinde ağlamak gayet olağandı. Ama bir süre pek çok kişi ağladı ağladı ve durdular. Gelenlerin konuştukları konular değişti. Ev sanki cenaze evi olmaktan çıkmıştı. İlk gün misafirlere o kadar sinirlenmiştim ki; ben üzüntüden yemek yiyemezken tıka basa yemek yiyen vardı, abuk subuk konulardan sohbet ediyorlardı. Cenaze eviymiş, ziyarete gelmişler.. Güldürmeyin beni Allah aşkına. Baş sağlığı dileyip biraz oturup gitmek çok mu zor?! Sonraki günler gelen gidene hizmet etmekten benimde davranışlarım değişmişti ve çok üzülüyorum şuan. Neye mi üzülüyorum, duygularımı tam yaşamam gereken zamanda tam yaşayamadığım için. Neden o anda tam yaşamış olmayı istiyordum biliyor musun okuyucu; kendimi çok iyi tanıyorumda ondan. Bir süre sonra aynı derecede hissedemiyorum üzüntümü, üstüne pek çok duygu yükleniyor: öfke, mutluluk, stres... Başka olaylar hakkında hissettiğim duygular öncekilerinin üstünü örtüyor... Bu cenaze evinde o kadar çok şey öğrendim ki hayat hakkında.. Mesela bir yakınını kaybetmenin nasıl bir his olduğunu, ölüm hakkında ne dersler alınacağını, insanları en iyi cenaze evi gibi yerlerde tanıyabileceğini, duygunu anında yaşaman gerektiğini v.s.. 

Herneyse daha uzatmaya gerek yok bana kalırsa, yoksa nefret kusucam birazdan vicdansız davranan insanlara, dedemin fenalaştığında kaldırıldığı hastaneye ve daha pek çok kişiye karşı. 


Dedeciğim, inşaallah cennete gidersin. 16 yıl boyunca bana dedelik yaptığın ve bu işi iyi yaptığın için sana çok teşekkür ederim. Keşke daha uzun süre yanımızda kalsaydın. Seni çok özlüyceğim, özlüyceğiz...
Kürt Zeynep'in...