Yazılarımı okuduktan sonra yorum yapmayacak olsan bile yazımın hemen altındaki "okundu" butonunu işaretle olur mu :)

30 Ağustos 2012 Perşembe

Leyla ile Mecnun Kitabı Tam Bir Hayal Kırıklığı..


üşengeç blogcu zennnnnn, nihayet kitap yazısını yazmak için klavyenin başına oturdu :) hadi hayırlısı :)
konumuz başlık da ki gibi Leyla ile Mecnun kitabı hakkındaki hayal kırıklığım.. önce resim pliz 
(boşuna üşengeç demiyorum kendime: resmi bile çekmek yerine internetten aldım :D )

bitireli baya oluyor, sanırım bayramdan bir hafta önce bitirdim. içinde gerçekten beğendiğim yerler oldu, kimisi söz kimiside bölüm olarak ama işte genele bakarsak kötü bir kitaptı yaa.. ben şöyle küçükken izlediğim Osmanlı ve öncesi hakkındaki çizgi filmler tadında bir şey bekliyordum ama değildi.

başlangıçta iyi güzel diyorum Allah'a övgü falan iyi gidiyor kitap. ardından Peygamberimize övgü. ama öyle abartılara girmiş ki bir yerden sonra (Peygamberimizin erkek olduğunu da akla getirirsek) adam neredeyse sapıtmış. tamam diyorum devam.. bu seferde hükümdarı öyle bir övmüş ki sanırsınız hükümdar insan üstü bir varlık. hadi işin içinde kelle kurtarmak var ama yani olmamış be nizami dede. işte sayfalaaar, övgüler, oğla nasihatlar, günlük konular, kendine tavsiyelerden sonra asıl kitabın konusuna gelebildik. yaşı çok büyük olmayan Leyla'dan dilber diye bahsedilmesi çok sinirime dokundu, sürekli hurafelerden söz edilmesi sinirime dokundu, Mecnun'un sürekli çöllerde sürünmekten başka bir iş yapmaması çok saçmaydı v.s. v.s.. sonlarına doğru toparladı gibi ama, ama.. söylemem gerekir ne güzel hiç cinsel unsur katılmadan aşk hikayesi yazılmış diyorken, Leyla'nın bedenini adam bildiği her şeye benzetmiş ona da bir "ÇÜŞ" diyorum. ayrıca sürekli şaraptan ve sakiden(saki=şarap ve içki servisçisi) bahsedilmiş.

kitap kısaca yukarıdaki gibi. kitabı bitirdikten sonra tam bir kitap kurdu olan kuzenimle konuştum biraz, bana geçmişteki Türk kitaplarından hiç hoşlanmadığından bahsetti. benim düşüncelerime katıldığını söyledi hatta. bu kitaptan sonra neden aşk kitabı okumadığıma da cevap bulmuş oldum. kitap okurken gelemiyorum böyle sakız gibi uzayan konulara yani kısaca çok sıkıcııığğğ~~

 neyse kitapta beğendiğim bölümleri işaretlemiş, altını çizmiştim. onlardan birkaçını paylaşayım sizinle :)

"Bizim yaradılışımızın amacı zevk etmek, uyumak ve yemek değildir. Bu yalnız uyku ve yemek konumundan yükselirsen, iyi edersin. Çünkü öküz ve eşek de o konumdadır."

"Aslan yürekli olacaksın ki yaşayasın. Korkaklar(öküz yürekliler), bir iş beceremezler."

"O kadar yalnızım ki, gölgemden başka dostum yok. Ona bile senden haber soramıyorum; korkuyorum, belki bana rakip olur. Sana belki zahmet verir diye, bir gölgeden seni esirgiyorum. Oysa sen, benden gölgeni bile esirgiyorsun." 

v.s. daha var ama yazıyı uzatmaya gerek yok :)

28 Ağustos 2012 Salı

Helal-Haram Yazım Hakkında

Helal-Haram da yapılan yanlışlıklar hakkındaki yazım için tık tık  bu yazımın altına gelen yorum ve benim cevabım hakkında bir yazı yazmak istiyorum :)

yukarıdaki yorumun aynen resmi. ben doğrusu şaşırdım çünkü; yazıda tek tek açıklamama rağmen, atlayarak okunmuş havası var yorumda. rahatsız oldum birde çünkü; "adsız" yazılmış.. adsız yazmak yerine yorumlara isim, nick v.s. birşey yazın lütfen. adısz diye seslenmek ya da adsız yorumlar görmek beni rahatsız ediyor. yorum yazmayın demiyorum, blog sahibi kişilerin ihtiyacı gibidir yorum(yalana gerek yok sanırım :D ), ama insan alakadar olduğu kişiye adsız diye seslenmeyi sevmez. haksız mıyım?



neyse benim cevabıma gelirsek efenim :) (yorum olarak yazsamda okunmamış olabilir diye düşündüm. bide direk soruya cevap olduğu için eklemek istedim. yine sorusu olan varsa sorsun ama öncelikle yazdığım yazıyı bir okuyun olur mu :) )


"tevratın değiştirildiği doğru zaten incilde değiştirildi ve yani değiştirilmiş bir dine inanıyor museviler, yani internette yazanın asıl öz tevrat olacağını hiç sanmıyorum. Kur'an-ı Kerim'den önce gönderilmiş kutsal kitapların kuralları zaten geçersiz kılındı, bunu biliyorsunuzdur ki onlar zaten değiştirilmiş ve bozulmuşlar. 

"insan fıtratına uygun yiyecekler değil" yargısı çok öznel bir yargı çünkü, Japonya, Çin, Kore gibi okyanustan beslenen ülkelerde hep bu tarz belki daha adını bile bilmediğimiz deniz ürünleri sevilerek yeniliyor ve Türkiye'nin kıyı kentleri içinde bu geçerli. Karasal iklimde yaşayan insanların bir kısmı bile beğeniyor bu tarz yiyecekleri. mesela midye ve kısmen olsa yengeci bende beğeniyorum. karasal iklimde yaşayan insanların damak tadına uymuyor diye birşeyi haram diye yaymak saçma bana kalırsa. ayrıca denizdeki canlılar kendi pislikleri yiyor diyelim(çoğu deniz canlısı bitki olan yosunu ve balığı yiyor.), tavuk da kendi pisliğini yiyor, keçi bebek bezi bile yiyor o zaman ne keçi sütü için ne yumurta yiyin ne de onları üreten canlıları. haksız mıyım. 

bu konu şüpheli bir konu değil, insanların birçoğu sonradan uydurulmuş şeylere inanıyorlar. zaten yukarda ayetlerle de açıkladım deniz ürünlerinin haram olmadığını. açlıktan ölmediğiniz sürece domuz yemeyin ama diğerleri hakkında böyle bir kural yok.

her şüpheli konuyu araştırın lütfen, Kur'an dan. Allah, Mümin'i şüphede bırakmaz. öncelik olarak hadisleri kullanırsanız şüphede kalırsınız çünkü günümüzde Kur'an-ı Kerim'e uymayan o kadar çok hadis varki, şüphede ya da ikilemde kalmamanıza olanak yok.

umarım açıklayabilmişimdir :)"

tekrar söylüyorum lütfen lütfen lütfennnnnn araştırın. önce Kur'an'dan sonra Kur'an'a aykırı olmadığı sürece hadislerden. onun bunun düşüncesine körü körüne bağlı kalmayın. çocuklarınıza, çevrenizdekilere sürekli araştırmayı ve tek bir yere bağlı kalmamayı söyleyin. Kur'an-ı okurken sanki ilk defa okuyormuş gibi okuyun, her seferinde yeniden. hocalarınızın, şeyhlerinizin düşünceleri gibi düşünerek değil, kendiniz gibi düşünerek. çünkü Kur'an-ı Kerim'i anlayabilmek için olan zeka fazlasıyla sizde var. lütfen :)

19 Ağustos 2012 Pazar

Ramazan Bayramınız Mübarek Olsuuuunnnnn!!!!! ^o^

RAMAZAN BAYRAMINIZ MÜBAREK OLSUUUUUUNNNNNN!!!!

büyüklerin elinin öpüldüğü;

kimi zaman harçlık


kimi zaman hayır duası
alınan,
bol bol şeker yiyip
 mutlu olduğumuz
bir bayram dilerimmmmmmmmm!!!

(programlanmış bir yazıdır)

11 Ağustos 2012 Cumartesi

Bir Süre Yokum..

Başlıkta yazdığım gibi bir süre yokum. Zonguldak'tan akrablarımız geldi ve 1-2 hafta Konya'da kalıcaklar, zaten ayın 19 u bayram, haliyle nadiren uğrayabilicem. Yazı yazıp yazamayacağıma emin değilim. Belki yazamayabilirim, o yüzden şimdiden herkesin Ramazan Bayramı mübarek
Olsun! >.<

8 Ağustos 2012 Çarşamba

Dancer in the Dark: Karanlıktaki Dansçı

 doğruyu söylemek gerekirse 2. resmi görünce filmin Michael Jackson la alakalı olduğunu sandım. ama haberiniz olsun filmde Michael Jackson felan yok :D resimdeki o adam da değil, filmdeki kadın :D kadın biraz benziyor Michael'a ama dimi :)
bu filmi ablamgille izliycektim aslında, ablam da diyordu ki "o film uygunsuz değil mi?" ahhahahha :D ismi karanlıktaki dansçı ya :D ama alakası yok ve filmin konusuna harika uyumlu bir isim bence. ben size kısaca özetleyeyim filmi.

bir kadın var kalıtsal olarak körlük taşıyor. yani kör doğmuyorsun ama giderek kör oluyorsun. bu kadının birde oğlu var ve bu oğlu annesiyle aynı hastalığı taşıyor. kadın, oğlunun sonu kendisi gibi olmasın diye canını dişine takıp çalışıyor ve para biriktiriyor. ameliyat olması içinde çekoslovakya'dan amerika'ya göç ediyorlar.. film kadının yaşadığı zorlukları gösteren harika bir müzikal. ciddiyim başkalarının yanında ağlamaya utanıyorsanız ve ağlamayı zayıflık olarak görüyorsanız(herkesin yanında ağlamam kesinlikle) bu filmi yanlız izleyin. salya sümük ağlıyacaksınız çünkü.


türkçe çeviri:
Hepsini gördüm, ağaçları gördüm,
Meltem esintisinde dans eden söğüt yapraklarını gördüm
En iyi arkadaşı tarafından öldürülmüş bir adam gördüm,
Ve yaşanmadan tükenen hayatlar.
Ne olduğumu gördüm – ne olacağımı biliyorum
Hepsini gördüm – daha fazla görecek birşey yok.
Filleri görmedin, kralları yada Peru’yu.
Yapacak daha iyi şeylerin olduğunu söylemekten mutluyum.
Ya Çin? Çin Seddi’ni gördün mü?
Tüm duvarlar büyüktür, eğer çatı çökmezse!
Ya evleneceğin adam
Paylaşacağın ev
Dürüst olmak, umursamıyorum gerçekten…
Hiç niagara şelalesi’nde bulunmadın
Suyu gördüm, o sudur, hepsi o…
Eiffel kulesi, özgürlük anıtı
Kalbim ilk buluşmamda olduğu kadar hızlı atıyordu!
Dedenin elleri, saçlarınla oynar gibi
Dürüst olmak gerekirse, umursamıyorum gerçekten…
Hepsini gördüm, karanlığı gördüm
Küçük bir kıvılcımdaki parlaklığı gördüm
Neyi seçtiğimi, neye ihtiyacım olduğunu gördüm,
Bu yeterli, daha fazlasını istemek açgözlülük olurdu.
Ne olduğumu gördüm – ne olacağımı biliyorum
Hepsini gördüm – daha fazla görecek birşey yok.
Hepsini gördün ve bütün gördüklerini
Kendi küçük ekranında daima gözden geçirebilirsin
Işığı ve karanlığı, büyüğü ve küçüğü
Sadece aklında tut
Ne olduğunu gördün ve ne olacağını biliyorsun
Hepsini gördün – daha fazla görecek birşey yok.

galiba bu kadın Björk diye bir şarkıcı. izlandalıymış ve 46 yaşındaymış. bu film dışında takip edeceğim birisi olduğunu düşünmüyorum ya da özellikle başka filmini izliyeceğimi. ama değişik bir sesi var, hoş :)

 öyle işte~~
 

6 Ağustos 2012 Pazartesi

Zennnnnn'in 2 Alışverişi ve Önceden Yükleyemediği Birkaç Resim

*çok sevimli bir video :3 *

 bu zennnn varya biraz özentilik yaptı bazı blogculara(bir örnek için tık tık) :) alışveriş yazısı eklemek istedi :) bol resimli bir yazı geliyooooooooooor :)

yengemin bana hediye aldığı makyaj seti öncelikle :)
 dış görüntüsü
açılmış olarak olan görüntüsü. aynadaki perdemin yansıması :)
Dove'un 18 renkli far seti. yanlış değilse yengemin aldığı bayan 10 liraya satıyormuş normalde ama tanıdık indirimiyle 8 liraya almış yengem :) pudralı setde vardı ama kuzenim onu ablama verdi. ben ondan ara ara kullanırım :D cilde verebileceği zararın haddi hesabı yok makyaj malzemelerinin ama eğlence işte :)  zaten bazen kuzenlerle ya da arkadaşlarla felan toplandığımızda eğlence olsun diye makyaj yapıyoruz yoksa makyajı hergün yapan birisi değilim :)
yukarıdaki kutu yangemin hediyesinin açılmamış hali :)
vee alışveriş fotolarımda bu resimle başlıyor :) 
ilk ürün neutrogena nın 15 koruma faktörlü, yağsız, güneş kremli nemlendirici mi nemlendiricili güneş kremi mi neyse işte ondan :D 1 defa kullandım henüz sabahları pek dışarı çıkmıyorum oruçtan dolayı o yüzden çok kullanmadım. okul zamanında hergün sürücem nasıl olsa :)
ayrıca neutrogena nın dudak kreminide kullanıyorum tavsiye ederim. çok iyi bir ürün. nivea gibi parçalanmıyor. ve 20 koruma faktörüde varmış onuda geçen farkettim :D
kulesite-adese den aldığım yelpaze. çok tatlıııııı :3 60 kuruş tu. bununda reklamı mı yapılır demeyin yapılır. 60 kuruş ama güzel serinletiyor :D ve çok tatlıııııııııı :D
AIHAO diye bir markanın keçeli kalemleri. çok tatlılar ve kaliteliler :) kulesite-adeseden yine :) 
2. alışverişe gaçiyoruz ^^
kulesite-adese alışverişim. bu alışverişe birkaç gün önce gittim :) kitapların fiyatı çok ucuzdu ve almak istediğim kitaplar ve merak ettiğim kitaplar olunca dayanamadım aldım :) 
  1. Dostoyevski - Budala
    6.90 TL, 712 sayfa, Sonsuz Kitap Yayınevi
    Dostoyevski'nin kaç kitabını okudum hatırlamıyorum ama adam harika yazıyor :) bu alışverişte en çok onun kitaplarını aldım zaten ^^
  2. Dostoyevski - Delikanlı
    fiyatı 4,90 TL idi galiba, 645 sayfa
    , Sonsuz Kitap Yayınevi
    bu kitabın biraz küçük boyutlusu arkadaşımda vardı biraz kurcalamıştım ve hoşuma gitmişti :) almayı planlıyordum yani ^^
  3. Dostoyevski - Karamazov Kardeşler
    4,90 TL, 659 sayfa
    , Sonsuz Kitap Yayınevi
    bu kitap sırf Dostoyevski yazdı diye gördüğümden aldım. hakkında bilgim yok.
  4. Nizami - Leyla ile Mecnun
    4,90 TL, 255 sayfa, Akvaryum Yayınevi
    Leyla ile Mecnun'u internetten kısa kısa okumak yerine kitabını okumak daha zevkli olur diye düşünüyorum. okuyup görücem artık Mecnun Leyla'sı için neler yapmış. garip bir durum mu emin değilim ama şuana kadar hiç aşk kitabı okumadım. 6. sınıfta hocalar okutmaya zoladıkları bir kitap vardı Çalı Kuşu. okumak yerine annemden özetini dinlemiş sınavına öyle girmiştim :D ama o kitabı da bi ara okuyucam inşallah. evde duruyor öyle. gariplik konusuda, yaşıtlarım hep aşk kitabı okuyor hemde hemen hepsi. garipsiyorum çünkü eksik olmayan dizilerinin yanında birde aşk kitapları. sıkılmıyorlar mı yaa~~ -.-" 
  5. Tolstoy - Diriliş
    4,90 TL, 406 sayfa
    , Sonsuz Kitap Yayınevi
    Tolstoy'un da kaç kitabını okuduğumdan emin değilim.. ama adam yazıyor abi yaa :D neyse de gerçekten sevdiğim bir yazar. ilginçtir ki sevdiğim canlı bir yazar yok. hepsi ölmüş :D yaslardayım :P
evet efendim bu kadardı alışverişim. aldığım kitaplar hep kalın kalın birisi hariç. bazı insanlar kalın kitaplardan kaçar ama ben kalın kitap gördüm mü kitap okuma iştahım kabarır. D&R de Anna Karerina diye Tolstoy'un bir kitabını kestirdim gözüme. 1050 sayfamıydı neydi. indirime girsede alsam. :D

sıraaa geç kalmış birkaç resme geldi. bizim dijital fotoğraf makinesi sıkıntı yaratınca bilgisayara yükleyememiştim şimdi yükleyebildim bende hazır yüklemişken ekleyeyim dedim :) resimler çok eski değil 2-3 aylık. 
 migros'tan almıştım. hercail diye geçiyordu. hiç hercail yetiştirmedim ve hercailleride tomurcuklanarak büyüyen bir bitki diye biliyordum. halamda hercail değil bunlar deyince umudum kırıldı ve migros'a çok gıcık oldum. tabi ehrcail konusunda bilgim yok. hercailde olabilirler.
 fesleğenler :) mis gibi kokuyorlardı şuan bunlar kurumaktalar evin balkonunda. baharatlık değil kuruyorlar yani :D harika yetiştirmiştim ama çıkan bir rüzgardan dolayı bir tanesi penceremden aşağı düşmüştü. sonra hercaillerim ve diğer fesleğende düşmesin diye hepsini balkona götürdüm. orada da sanki bahçedeymiş gibi bitkileri hortumla sulayan HARİKA kardeşim sayesinde hercaillerim öldü(ben bu sebebe bağlıyorum. annem alakası yok desede.)(hortumla sulayanda Kerem değil onun bir büyüğü 6 ya geçen Ali.)
rahmetli hercailler :P ve bir kökleri çukurda fesleğenlerim :P 

neyse yazımıda şunu açıklayarak bitirmek istiyorum. zen hakkında bir yazı yazmıştım bi ara. budizmin bir dalı olduğunu ama benim bu ismi seçerken onunla alakası olmadığını söylemiştim. zen in bir anlamını daha öğrendim. Türkçe'de altın demekmiş :)

güzel ve çabuk büyüyen ayrıca önümüzdeki sonbahar ve kış mevsimini göz önüne alarak bana bir çiçek önerebilir misiniz? yine çiçek ekmek istiyorumda :)
tavsiye edebileceğiniz iyi bir yazar var mı? mümkünse kitaplarının dili basit olmasın. mesela tasvir yaparken kahverengi eski bir masaydı gibi yüzeysel tasvir yapmasın. birde kitabında uygunsuz sahneler bulunmasın; sıkıldım öyle yazarlardan çünkü. 

öyle işte~~

3 Ağustos 2012 Cuma

Zennnnnnnnnnn'in Ramazan Ayından 1 Gün :)

eğlenceli günler geçiriyorum denemez hep monoton hep monoton. sıkılmıyor muyum? tabiki sıkılıyorum. işte size zennnnnnnnnnn'in ramazan ayından 1 günü ;)
sahur vakti iftardan kalanlar veya kahvaltı v.s. yedikten sonra neden bilmiyorum aşırı su içiyorum. hani biliyorum 10 dakka sonra o suyun vücudumda kalmayacağını :D ardından ablam, babam ya da annem yoksa bilgisayarı ele geçiriyorum. kardeşlerimden birisi varsa bilgisayarda, havada uçuşan tehditler yahut tekme tokatlarla atılıyorlar bilgisayar başından ^^ zaten sahura kadar uyumamış olan ben canım sıkılıncaya ya da bazen çizdiğim resim bitinceye kadar kalkmıyorum bilgisayarın başından :D işte kalkma vakti gelince benim bir küçüğüm olan kardeşimi uyandırıp bilgisayarı ona devrediyorum (birazdan yapıcağım gibi :) ) son zamanlarda sabahları uyumaya çalışmak iyice sıkıntı olmaya başlayınca, gözüme bone bağlayıp uyur oldum. yakında annemle beraber kendime göz bandı dikmeyi düşünüyorum :)

işte bu zennnnnnnnnnnn saat ikindi 4-5-6 ya kadar uyur ki genelde 4 tür :D uyandığında susuzluktan kıvrana kıvrana etrafta dolaşır. annesi yardım istiyorsa ona yardım eder. işten kaçabilirse ve ablası oturma odasında televizyon izlemeye izin verirse(o saatler ablamın bilgisayar süresi ve sürenin sahibi gürültü istemiyorsa televizyon açtırmaz ya da odayakimseyi almaz(bilgisayar, televizyon odasında)) koltuğa atar kendini ve sinema kanallarını dolaşır uyuyabilirse uyur yoksa iftara kadar iğrenç susuz saatler geçirir....

iftar vakti! misafir yoksa, oturmaya biryere gidilmeyecekse bilgisyar iş başı yapılır(benim sürem akşam). tabi annem ben oturduğum sırada iş yapmaya mutfağa geri çağırır beni....... ardından yine bilgisayar...

ve böyle bir kısır döngü devam eder de eder taki ramazan bitene kadar. tabi hergün böyle değil. davetler v.s. oluyor ama genelde durum bu....

sabahın köründe çizdiğim(aynı günlerde değil) 2 resmi paylaşarak bitiriyorum bu yazımı :)

(orjinal boyut için üstüne tıklayın :) ) bakarak çizdiğim parçaları bir resimde birleştirdim :)

bakarak çizdim :) kardeşime (kerem'e)  fotokopisini çekip ağzına ateş çizip boyayıp verdim :) o da altta ^^
diğerleri yanda bu niye düz hiç bilmiyorum anlamadı gerçekten :(

herkese hayırlı Ramazanlar :)
(uff yaz boyu olmayan böceklerle sivri sinekler nerden geldi ya :( )

1 Ağustos 2012 Çarşamba

Yağmur..

► ♫♪♫♪ birkaç gündür yağmurlu olan Konya'ya gelsin bu şarkı >.<  ♫♪♫♪

birkaç gündür Konya'da aralıklı aralıklı yağmur yağıyor :) kaç günden beri