Yazılarımı okuduktan sonra yorum yapmayacak olsan bile yazımın hemen altındaki "okundu" butonunu işaretle olur mu :)

31 Mayıs 2015 Pazar

Bu Vaziyetler (Hayra alamet değil, hem de hiç...)

Ders çalışırken ister istemez canım sıkılıyor. Ben de dersten iyice kopmayayım diye bir yöntem uydurdum. Odamda oturarak başka şeylerle biraz kafa dağıtıyorum sonra derse geri dönüyorum. Misal blog okuyorum, youtube da video izliyorum(özellikle oha diyorum kanalını. Bu kanal var ya tam vakit canavarı. İnsana çok bir katkısı yok(bilgi videoları hariç) ama meraktan oturup izliyorum videoları), resim yapıyorum, kitap okuyorum v.s. Tabi ben biraz fazla kaptırıyormuşum bunlara kendimi sonra farkettim; okuyacak blog yazısı izleyecek video bırakmadım, e tabi insanın her zaman resim yapası ya da kitap okuyası gelmiyor. Şimdide kafa dağıtacak bir şey bulayım derken daha fazla vakit kaybediyorum... Aman bee -.-"
Bir de 2 gündür bu şarkıya kafayı taktım. Dinleyip duruyorum. Halime bakın ya~ Sonum hayrolsun valla, şu 3 hafta içinde sağlam çıkarsam iyi yani.


Öyle işte [•-•]

29 Mayıs 2015 Cuma

Gözüm Döndü

Bıktım her şeyden ve herkesten.
2 dakika dahi düşünmeme değmeyecek insanları da olayları da kafama uzun süre taktığım için ve halen bunların beni üzmesine izin verdiğim için de çok sinirim bozuk.
Şurada lys mat a 2 hafta 3 gün, lys fen e de 3 hafta 3 gün kaldı ve bulunduğum durum beni boğuyor.
Çalıştıklarıyla övünen gerizekalıların ağzına test kitaplarını basmak istiyorum, öylece boğulsunlar.
"Az vakit kaldı ama iki göz atsam hallederim bu konuları" diyenlerin dillerini sündürüp kafalarının etrafını dilleriyle sarmak istiyorum.
En son olarak da bu iki grubu öğrenci kayıran öğretmenlerle birlikte bir mahzene kapatmak istiyorum.
Onlarla işim bitince ösym nin soru evini basıp, soru hazırlayan hocaların anlına(ayrıca ösym nin başındaki adamın anlına da) "EMEĞİNİZ EMANETİMİZDİR" kazımak istiyorum.
---
YETEEEER!!!!! 

20 Mayıs 2015 Çarşamba

Gün Geçmiyor ki Yeni Bir Şey Öğrenmeyelim

Sevgili Blogcum, 
Bu gece mezuniyet kınamız vardı ve kınanın eğlencesi dışında bana kocaman artıları oldu. "Hayatta öğreneceğimiz ne kadar çok şey var" dedim.
Öncelikle; kıymet verilen kişilere dikkat etmek gerekiyormuş. Hem de benim gibi insanlar konusunda ince eleyip sık dokuyan birisi bile daha da dikkatli davranmalıymış.
Sonra; dost demek illa ortak bir sürü konu demek değilmiş kesinlikle. Dost, senin arkanda duran, bükülen belini doğrultmaya çalışan kişiye denirmiş. Ortak konularımız çok olsa ne yazar dostun elinden tutmadıkça. 
Burdan bütün dostlarıma sesleniyorum: İYİKİ VARSINIZ!
(Hepsi bloğumu bilmiyor ama olsun kii)

Sevgiler Hayatı Öğrenmeye Çalışan Kırmızı Başlıklı Kız

6 Mayıs 2015 Çarşamba

Mektup

Aldığın çantayı neden beğenmediğimi anladığını pek sanmıyorum. Umarım beğenmememi şımarık, kendini beğenmiş diye adlandırmıyorsundur. Sana çok sinirli, hatta daha çok kırgınım. 17 senedir yanıbaşındayken beni tanımamak, anlamamak için direttin durdun. Seni en yakınım yapabilmek için, sırdaşım yapabilmek içinse ben hep bir istek duydum ama açıkçası fazla çırpınmadım çünkü beni hep uzaklaştırdın ve girişimlerim hep kavgayla ya da ilgisiz tavırlarınla sonuçlandırdın. Üstelik sen gitmeden önce de oldukça sık kavga ettik bilmem hatırlar mısın.
Eleştirilmeye gelemiyordun.
Sevilmeye gelmiyordun.
Biriyle(özellikle benimle) sır paylaşmaya hiç yanaşmıyordun.
Unutma, bu dünya her şeyi kendine saklayamayacağın kadar boğabilir seni ama sen sakladın. Neyin varsa gizledin. Belki yaptığın hatalarının, hata olduğunu yüzüne vuracağımdan, belki seninle dalga geçeceğimi ya da sırlarını ortaya dökeceğimden korktun. Ama haksızlık ettin. Şimdiye kadar hiçbir zaman bana "sır" diyerek bir şeyler anlatmadın ve tutup tutmayacağımı denemedin bile. Belki deneseydin çekip gitmeyi aklından geçirmezdin.
Evet, tahammül edemiyorum; bir şeyden bunalınca kaçıp gitmelere, problemin üstüne gitmek yerine problemi yok saymalara. Evet, bunu zayıf karakterlilik olarak adlandırıyorum ve bende bazen bu yollara başvursamda her seferinde kendimi zor yolda da ilerletebilmek için güçlendirmeye de çalışıyorum. İnan hayat hep kolay olsaydı bu kadar çok "kaybeden" ile dolu olmazdı ve zor işleri kolay yoldan halletmeye çalışan onca şarlatan da bulunmazdı. Anlamalısın, kaçmak çözüm değil.
Ailenin seni bunalttığını ve önüne sürekli engeller koyduğunu; insanların, senin hayatına karışmasının tek nedeni kendilerini bir halt sanmaları olduğunu düşünüyorsun. 
Farket. 
Ailen, onları yok saymadığın sürece şu hayatta seni karşılıksız sevecek tek insan topluluğu, ama şunu da aklında bulundur karşılık alamayan her sevgi yıpranır ve yorulur. Sevmeyi dene.
Önüne konulanları engel olarak değilde seni korumaya çalışan duvarlar olduğunu düşünsen emin ol ki duvarı yıkıp geçmek yerine, o duvara bir kapı açtırmak daha kolay olur.
İnsanlar, senin hayatına her zaman kendilerini bir şey sandıkları için değil seni sevdikleri için de karışabilir. Ve inan ki şu hayatta hayatına birinin müdahale etmediği kimse yok. Bırak haberin varken yapılan müdahaleyi, haberin olmadan çok uzağında olan bir olay bile hayatını durduk yere etkileyebilir. Seni sevenlerin müdahalesine izin vermen gerektiği zamanlarda var. En azından söylenilenleri dinle.
Bazı insanlar sevgilerini ifade etmekte sıkıntı yaşar. Bağırır, çağırır, yaptıklarını eleştirir hatta aşağılar. Bu durumdan hoşnut olman gerekmiyor ama insanlar değişebilir. Belki tamamen değil ama kısmen de olsa değiştirebilirsin onları. Ayrıca, hayatından çıksa içinde kocaman bir boşluk bırakabilecek insanları yaptıkları hatalardan dolayı silip atma. Bütün insanlar hata yapar, bazıları sadece biraz fazla(kimden bahsettiğimi çok iyi biliyorsun).
Bana gelirsek.
Seninle konuşmak istemiyorum, en azından sınavımı atlatana kadar. Ne zaman seninle konuşsam sözlerimi alaya alıp beni sinir krizlerine soktun, daha fazla kendimi yıpratmak istemiyorum. Sen de konuşmam için ısrar etme.
Gidişinin belki beni hiç etkilemediğini düşünebilirsin ama kafamdaki dönen tilkilerin en sevdiği sohbet konusu sensin. Duygularımdan konuşmayı fazla sevmiyorum yine de söylemek gereği duydum; en çok boğulduğumu hissetttiğim konular senin hakkında oluyor. Senin hata yapabileceğini kabulleniyorum ama beni ve diğerlerini nasıl bu kadar kolay bırakıp gittiğini halen anlayamıyorum. Kırdın, gerçekten çok kırdın beni ve emin ol en az kırdığını düşündüğün insanları daha çok kırdın.
Senin hatalarını da affedebileceğimizi, unutabileceğimizi hatırla ama lütfen sevgimizi daha fazla sınama.
Her sevgi bir gün yıpranır eğer karşılık alamazsa...

...