Yazılarımı okuduktan sonra yorum yapmayacak olsan bile yazımın hemen altındaki "okundu" butonunu işaretle olur mu :)

31 Ocak 2013 Perşembe

Birazcık Fotoğraf :)

Eski okulumda çektiğim birkaç resim buldum :) 
Ablamın telefonuyla çektiğim ağaçlar arasındaki güneş: 


Ablamın sınıfının tahtasına beraber birşeyler çizmiştik :) Onu buldum dosyamda, ekleyeyim bari dedim :) Ablamın sınıfındaki kızlar çok beğenmişlerdi :) Bu resmi ablam çekti. :


Birde eski okulumdaki akıllı tahtaların fotoğrafını eklerim bir ara demiştim. Sol tarafı beyaz tahta, sağ tarafı tebeşirli tahta. Beyaz tahtayı sağa çekince lcd gibi görünen akıllı tahta çıkıyor :) Bu resmide ablam çekti :) :

27 Ocak 2013 Pazar

10-B 'nin Yazılı Haftası

Yazılılarımızın bitmesine az kalmıştı. Matematik sınıfında arkadaşlarım tahtaya birşeyler çizmeye başlamıştı. Bizim yazılı haftasında yaşadığımız karmaşayı anlatan bir resim topluluğu :) Bende katıldım onlara eklentiler yaptım :) Sonra arkadaşımın telefonuyla resmini çektim tahtanın :) 
Tahtada:
Matematik, Geometri, Fizik, Kimya, Biyoloji, Edebiyat, Dil Anlatım, Coğrafya, Tarih, Resim, Beden, İngilizce, Arapça, Din dersleri hakkında resimler var :) Leyla ile Mecnun dizisinden de esintiler var hehe :) Üşenmeyip okursanız eğer, eğlenceli bir çiziktirme oldu bence :) Tüm hali ve parça parça hali var tahtanın aşağıda :) 

İyi incelemeler :)
(Resimler tıklayınca büyür.)







 

26 Ocak 2013 Cumartesi

Müdessir Suresi 6. ve 7. Ayetler

Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla;

Müdessir Suresi:
6- İyilik yapmayı kazanç kapısı haline getirme! 
** Bu ayeti okuyunca aklıma direk din üzerinden para kazananlar geliyor. Ya o üfürükçülere, işte bilmem ne muskası meşhur olan hocalara halen para kaptıranları gördükçe ağzım açık kalıyor yahu! Okulumdan bir arkadaşımın dişindeki kanallık iltihap için, kızın babası üfürükçü çağırdı yaa!! Daha neler duyucam, neler örücem Allah kerim...

7- Rabbin hatırına sabret!
** Bu söz ise bir nevi benim için psikolojik destek. Allah'ımın hatrına sabretmeyimde kimin hatrına sabredeyim :) Hele şu son zamanlarda ki ilacım, antibiyotiğim bu ayet oldu :) Annem iyi ki bu ayeti okumuş bana :)


Epeydir dini konulu bir yazı yazmıyordum. Güzel oluyor böyle yazılar yazmakta :) Arada böyle sadece birkaç ayeti ele alan yazılada yazayım :)



Soru, görüş için, hakkında yazılmasını istediğiniz dini veya başka konulu herhangi bir yazı için mail adresim: zennnblogspot@gmail.com

25 Ocak 2013 Cuma

Dostluk Mimi :)

Bunları biliyor muydunuz? 

Hassas kişilerin aslında en güçlü olduğunu, her şeyin üstesinden tek başlarına gelebildiklerini? 
Başkalarına nezaket gösterenlerin, kaba davranışlara en fazla maruz kaldığını? 
Sürekli başkalarıyla ilgilenenlerin aslında ilgiye en çok ihtiyaç duyanlar olduklarını?
Söylemesi en zor üç sözün “Seni seviyorum!” “Özür dilerim!” ve “Bana yardım et!” olduğunu? 
Biliyor muydunuz? 

Birinin mutlu görünmesi onun her daim mutlu olduğu anlamına gelmez; yüzündeki o gülümsemenin ardına bakarsanız, belki aslında ne kadar acı çektiğini ve gülümsemenin acısının üzerine beceriksizce örtmeye çalıştığı bir perde olduğunu görebilirsiniz.

Şu anda sorunu olan bütün dostlarımız için bir iyi niyet hareketi başlatalım. 

Blogumuza bu yazıyı kopyalayıp yapıştıralım. Belki bir aile sorunları, sağlık sıkıntıları, iş dertleri, o ya da herhangi bir konuda endişesi olanlara ve sadece birinin umursadığını bilme ihtiyacında olanlardan bir tanesi, birimizin blogunda rastlar ve bir anlık da olsa dünyada başkalarını düşünen insanlar da olduğunu fark eder.

 
*****

Karşınızda ki kişiye "nasıl olsa çok mutludur" bahanesiyle sert davranmayın. Aklınızdan geçen herşeyi insanlara söylemeyin. Siz söylediğiniz sözü belki çok basit görsenizde o kişi çok etkilenebilir. Özellikle "Başkalarına nezaket gösterenlerin, kaba davranışlara en fazla maruz kaldığını?" bu konu hakkında. Ya, insan nazik olunca ona öküz gibi davranılabilinir anlamına gelmiyor!
 
Dostluk mimini Şeyma'da gördüm. Sonra mimin aslını buldum: Vladimir.

İsteyen herkes paylaşıp, dilerse altına kendide birşeyler eklesin :) Yıldızla ayırdığım yerden sonrası benim eklentim.


(Bu mimi kaldırmıycam ^^ )

24 Ocak 2013 Perşembe

Birkaç Karar Aldımda ^^

Öncelikle herkese merhaba :) Bloğum hakkında birkaç karar aldım da, onları şeetçektim.


Mim yazılarını yazdıktan bir süre sonra kaldırıcam:
Mim yazıları fazlalık gibi göründüler gözüme. Şimdiye kadar yazdıklarımın hepsini sildim zaten. Bundan sonrada yazdıktan sonra bir süre bekletip silerim.

Mail adresi vermek hakkında:
Bloğumun köşe tarafında mail adresimi paylaşmıştım; soru ve görüşler için. Blog için açmıştım bu mail adresini. Saçma sapan dolandırıcının biri bana ingilizce bir mesaj attı. İşte efenim işinde ortak arıyormuşta, bankası varmışta, İranlı adamın biri buna çok yüklü yatırım yapmışta, benim ne kadar yatırım yapabileceğimi soruyor. Aklı sıra dolandıracak beni :D Bende de ne paralar dönüyor ne paralar anlatamam :D Diyor ki benim mailimi gizlice bir arkadaşından almışmış :P Ulu ortaya koymuştum mail adresimi halbüse :D Ondan sonra kellime ben o maili kimseye söylememeliymişim, bütün samimiyetiyle yazmışmış, en azından benden bunu istiyormuş. Allaam Yarabbem! :D Ne yapacağımı tam bilmiyordum doğrusu, şimdi cevap yazsam umrumda değil desem bırakmaz. Yaşımı söylesem ne olur bilemem. Aradım 155'i, polis amcayı konuşturmadan olayı anlattım :D Polis amca derin bir iç çekti "Ben size bir telefon numarası vereyim" dedi :D O numarayı aradım, önce mail adresini sordular; mail adresi de abuk sabuk birşey okuyamıyorum bile. Dediler ki "Dolandırıcılar hep böyle taktikler kullanılar, sizin yapmanız gereken onu engelleyip, virüs programınızı güncellemek. Eğer bir daha mesaj atma gibi bir durum olursa bize bildirin, yasal işlemi biz başlatalım."  Olay bu yani. Mail adresimi öyle köşeye yazıp bırakmıycam. Lazım olursa eğer yazımda paylaşırım. Ha birde, Gmail'den kişi engellemeyi öğrenmek isteyen varsa ayırca onun için görselli bir yazı yazabilirim. Benim bulana kadar canım çıkmıştı.

Şablonumu değiştirdim:
Mevsimlere göre yapıyordum şablonlarımı ama olmadı. Hem arkaplanım pek hoşuma gitmemişti hem de buraya kar yağmayınca kardan adamı gör gör sinir etti :D Bende değiştirdim :)


Eski şablonum:

Yeni şablonum:

--Şimdi yazıcağım karar değil ama yazmassam içimde kalıcak. Yazımı okumadan altına yorum yapmayın lütfen. Hikaye yarışmasına katılmıştım yazımın altına biri "Tebrikler" yazmıştı(sildim yorumu, boşuna aramayın :D ), üstelik yarışmayı kazanamadım. Hani rezil olan siz olursunuz ondan diyorum. Ayrıca yazım okunmadığı sürece yorum felanda istemiyorum, gerçekten. Yorumsuz kalırım daha iyi.

Öyle işte, değişiklik olursa ben sizi haberdar ederim :D

21 Ocak 2013 Pazartesi

Hikaye Yarışmasına Katılmıştım...

Hikaye yarışmasına katılmıştım ama kazanamadım.. Kendime olan bütün güvenim altüst oldu resmen. Yarışmanın kazananlarının hikayeleri bir çıksa, çok merak ediyorum beni geçenlerin hikayelerini T.T  Hikayemi de bir okuyun. Çok mu kötü olmuş yaaa?
*
*

AYNADAKİ YANSIMA

 Loş bir odanın köşesinde, sallanan sandalyesinde oturuyordu. Düşünceli yüzü pencereye dönüktü. Kat kat giyinmiş olmasına rağmen üşüyen bacaklarına bir battaniye örtülüydü. Bir iç çekti, belli ki kök salmış dertleri onu bırakmıyordu. Pencerenin pervazındaki yuvarlak aynayı eline alıp, aynadaki haline baktı. Elini, beyazlamış saçları arasından geçirdi; yüzündeki derinleşmiş kırışıklarda gezdirdi. Umutsuz bir hali vardı. İnanamıyor gibiydi aynadaki yansımasına. Yaşlı görünmenin yanı sıra, biraz da içsel düşünüyordu. Gençken idealistti, enerji doluydu, çalışkandı, kimisine göre güzeldi de… Yapamadıklarını düşünüyordu. Oysa ne çok hayali vardı. Ama ne olmuştu, ne olmuştu da hayallerinin birçoğunu gerçekleştirememişti. Olan şey, bir depremdi. Öyle bir depremdi ki, şehir dümdüz olmuştu adeta.. Hayatının en verimli, en önemli zamanındaydı; üniversiteye hazırlanıyordu. İşte o depremle beraber bir başına kalmıştı. Yapayalnızdı. Deprem zamanında, devletin yaptığı yardımlarla ayakta duran insanlardan birisiydi o da. Ardından tanıştığı birkaç kişinin yardımıyla, depremden etkilenmemiş başka bir şehre gitmişti. Kendisinin olan hemen hiçbir eşyası yoktu, yardımlarla alabildiği birkaç parça elbise ve bir çift ayakkabısı vardı. O durumdayken yaşam zordu tabi. Hayat, en sert sillesini en olmadık zamanda atmıştı. Üniversite için tekrar çalışabilecek ne parası kalmıştı, ne umudu, ne de morali. Dolayısıyla gelecek hayallerinin hemen hepsi imkansızlaşmıştı onun için. Çeşitli işler bulup, temiz yollardan para kazanmak için çalışmıştı. Tanıştığı bir bayan; onu çok sevip, yardım etmişti. Hayallerini gerçekleştirmemişti ama en azından daha az zor bir hayat sağlamıştı…

 Kapının eşiğinde elinde bir bardak su ile beliren küçük çocuk, onu düşüncelerinden sıyırıp aldı. Küçük çocuk:

-         Babaanne, suyunu getirdim.

Dedi. Sanki daha demin ki düşüncelerini unutmuştu. Torununa gülümseyerek:

-         Getir bakalım, boğazım kurudu yahu.

Dedi. Torunu utanırmış gibi kıkırdadı. Yanına gelip bardağı ona uzattı. Elindeki aynayı, pervaza geri bırakıp bardağı aldı. İçtiği her yudumda, boğazını tıkamış olan anıları aşağı iniyordu. Bardağı torununa verdikten sonra, torunun başını okşayıp içeri gönderdi. Aynayı tekrar eline alıp gülümsemeye başladı. Bu sefer aynada gençliğini görüyordu. Capcanlı, gülümseyen bir yüz görüyordu.

-         Yarın ne olacak kim bilebilir ki. Belki bir deprem belki de başka bir felaket hayallerimize engel olabilir. Bambaşka olaylarda gelebilir başımıza. Önemli olan yarınımızda da sağlam kalabilmek ve mutlu olabilmek için nedenler bulabilmek. Evet gençliğim; sen aklıma geldikçe üzüntüye boğuluyorum ama yine de mutlu olabiliyorum. Hayallerimin birçoğu gerçekleşememiş olsa da hayat güzel ve yaşamaya değer

Zennn

 Yorum sizin...

19 Ocak 2013 Cumartesi

"Selamun Aleyküm" Diyen Uzaylı :D

Sağda ki amca 8-9 yaşlarında iken uçan cisimler görmüş. Sonra etrafını misk kokuları sarmış. Bir uzaylı gelmiş ve "Selamun Aleyküm" demiş. ahahahhaah :D Amca sen ölme emi :D Gitmiş bunu bir tv programından açıklamış, sonrasında Esra Ceyhan'a çıkıp diyor ki:
- Ben ilk defa bunu tv de açıkladım, herkes konuşmaya başladı. Bütün dünya da karmaşa çıktı.(tarzı birşey sölemişti yanlış hatırlamıyorsam.)
Esra Ceyhan'da dedi ki:
- Beyefendi abartmayın lütfen, bütün dünyanın karıştığı felan yok.

ahahah :D Normalde Kanal 7 izleme huyum felan yok ama kanalları gezerken gözüm takılmıştı :D


Aslına bakarsanız işin komikliğini geçince biraz da saçmalamış oluyorlar. Dini açıdan konuşacak konu kalmamış gibi böyle aptalca şeyleri dinle bağlantılıyorlar...



Biraz dinle dalga geçiyor gibi bir karikatür buldum ama konuya pek bir yakıştı...

12 Ocak 2013 Cumartesi

Kopya Çekmek

(Sınav böyle değildi ama en uygun bu resmi buldum.)

Evet efendim, sınav haftasına girmiş bulunduğumuza göre böyle bir yazı yazmak da gerekir. :D Kopya çektim dersem bana kızmayın, bakın önceden söylüyorum :P Öğrenci insan kopya çeker de, kopya verir de bikeren :D Herneyse konu aslında tam olarak kopya çekmiş olmam değil, edebiyat sınavında kopya çekerken yakalanmış olmam :D Benim çok sevdiğim ve benide çok seven matematik hocam görevli hocaydı benim bulunduğum sınıfta. Ben aynen yazıyorum olayı:

Koluma doldurmuş olduğum kopyaları çıkarıp, sınav kağıdımın altına yerleştirmiştim(hepi topu 2 not kağıdı yahu :D ). Sınıfı dolaşan matematikçi benim yanıma geldi:
- Eee? Nasıl gidiyor?
- Hocam, çok zor sormuş hoca yaa~~
- Hadi ya.
Sonrasında kağıda yaklaşan matematikçi bildiği birkaç sorunun cevabını söyledi(ayrıca kopya kağıtlarımla kontrol ettiğime göre hoca yanlış biliyormuş :D). Hoca sınıfı birkaç kere daha dolanıp yine yanıma geldi, tekrar kopya vericekti :D Yaklaşıp kağıdı çekmez mi birde :D ANNAAHH! :D Halimi görmeliydiniz :D Hoca kağıdı kendine doğru çekiyor ben kopyaları kalemliğimle kapatmaya çalışıyorum :D Hoca gördü tabi, adam kör değil ya :D Önce bir güldü sonra:
- Cevaplar yazıyor mu bari?
demez mi :D Elimle yüzümün bir kısmını kapayarak gülüyorken:
- Yazıyor hocam.
diyebildim :D  Sonrasında biraz yakalanmanın utancı, biraz da rahat kopya çekebileceğimin garantisi ile sınavımı bitirdim. Hoca bir kere daha yanıma uğradı. Kopya kağıtları biraz dışarıda kalmış onların üstlerini kapadı.
- Başkası görmesin.
dedi gülerek :D Hay Allah'ım rezil oldum resmen yaa :D 
Sınav sonrası arkadaşımla koridordaydık. Matematikçiyle karşılaştım. Hoca gülerek yanımıza geldi:
- Eee? Nasıldı sınavın?
dedi :D
- Hocam, şimdi size teşekkür mü etsem, özür mü dilesem bilemedim.
dedim. Gülüyordum halen. Aklımda geldikçe de gülüyorum ya neyse :D Arkadaşım önce durdu, sonra:
- Hocaaaaaaaaaaaaaammmmmmm!! Kopya mı çektirdiniz siiiizzz! Öyle olsun hocam!
dedi :D Hoca halen gülüyordu :D Benim oradaki gülmemi o gülücük işareti karşılamıyor yaa.. Biraz ergencil ama şu şekilde gülmek istiyorum şuan asjdhfkdakrlfwoklfhjdglrskjgmrsafwşaj :D

 
Böyle bir kopya maceramda olmuş oldu :D


6 Ocak 2013 Pazar

Babaannem ve Anneannem :)


Televizyonda belgesel izlerken; aslan tarafından yenilen ceylana kıyamayan, gördüğü garip canlılarda "aman aman amaaannn, ay Allah'ım" gibi tepkiler veren, izlediği kadın programlarındaki tarifleri ya da kendi harika tariflerini zorla torunlarına öğretmeye çalışan, arada huysuzlanan ama aslında hep tatlı olan insanlardır onlar. >.<


Kendi çocukluklarından bahsettikten sonra "yaa yaah, bizim zamanımızda böyleydi" diyen; bildikleri türküleri, ilahileri, ninnileri, masalları, atasözlerini torunlarına aktaran, kocakarı ilaçlarıyla adeta bir hekim olan pamuk gibi insanlardır onlar. :)

Ha birde vikisleri vardır, bilmem hepsi kullanır mı? Hani karın ağrılarına felan iyi gelir ^^








 Benim anneannem ve babaannem halen yaşıyor(Allah'a şükür.), hayırlı sağlıklı uzun ömürleri olur inşaallah :) Sizin anneanne ve babaanneniz halen yaşıyorsa onlarında hayırlı sağlıklı uzun ömürleri olur inşaallah. Değerini bilin onların :) 

Eğer yaşamıyorlarsa da Allah rahmet eylesin..


Dedelerim hakkında da bir yazım olucak inşaallah :)

3 Ocak 2013 Perşembe

Kışlık Şablon Değişikliği ^_^

Mevsimlik şablon değişikliği işi hoşuma gidiyor yaa :) İşte şablonumun öncesi ve sonrası ^^

Sonbahar Şablonumdu:


Kışlık Şablonum:


Beğendiniz mi :)