Yazılarımı okuduktan sonra yorum yapmayacak olsan bile yazımın hemen altındaki "okundu" butonunu işaretle olur mu :)

25 Aralık 2011 Pazar

Jindo Adası Güney Kore(The Jindo Island in South Korea)

Güney Kore'de bulunan Jindo adası dünyanın en şaşırtıcı doğal olaylarından birisine tanıklık eder.Çoğumuzun yerini bile bilmediği bu adada dünyanın en çarpıcı olaylarından birisi yaşanır.
Denizde yaşanan Med-Cezir sırasında deniz iki taraftan çekilir ve ortaya kara çıkar. 2.8 kilometre uzunluğunda ve 40 metre enindedir.
1975 yılına kadar bilinmeyin bu ilginç olay için dünyanın dört bir yanından meraklılar adaya koşturur.O tarihte burada görev yapan Fransız büyükelçi olayı ülkesinin gazetelerine aktarınca Jindo adası dünyaca tanınan bir yer haline geldi.
Med - Cezir tarihinde artık geleneksel olarak bir festival düzenleniyor.Düzenlenen bu festival için Güney Koreliler adeta adaya akın ediyor.milyonlarca insan denizin çekilmesiyle birlikte ortaya çıkan bu yoldan adaya yürümek için burada toplanıyor.
Güney Koreliler denizin çekilmesinin bir med-cezir olayı olmasından çok bir efsaneye dayandığını savunuyor.Efsaneye göre Jindo Adasında yaşayan köylüler sık sık kaplanların saldırılarına uğruyorlardı.Günün birinde kaplanlar bütün köyü kuşatınca köyde yaşayanlar can havliyle adanın komşusu olan Modo adasına gittiler.Köylülerin tamamı yüzme bildiği için denize atlayıp yüzerek Modo Adası'na gittiler.
Bu arada köyün en yaşlı kişisi olan bir kadın yüzme bilmediği için Modo Adasına gidemedi.Sahile kadar yürüyen bu kadın, adaya geçemeyeceğini anlayınca Allah'a dua etti.Duası kabul olan bu kadın için o gün denizden bu yol açıldı.Yüzme bilmeyen yaşlı kadın bu yoldan yürüyerek karşı adaya ulaştı ve kaplanlardan kurtuldu.
O günden bu yana bu efsane için adada toplanan Koreliler, aynı yolu yürüyerek geçerek Allah'a dua ediyorlar.
 videoda adamın arkasındaki heykel o efsaneyi anlatan heykel :) ve ayrıca koreli ajummalar(teyzeler) hiç durmuyorlar midye topluyorlar arı gibi çalışkanlar :D

Bu yazı hakkındaki şahsi yorumum: efsane efsanedir değil mi :D sonuçta o olan doğanın kanunu med-cezir ve halen oluyor :) koreliler böyle mistik, büyülü efsaneleri seviyorlar galiba :D çünkü bir kaç kore filminde de efsaneler konu alınmış :)
ve Hz. Musa olayı hakkında da insan düşünüyor aslında.. o denizde de med-cezir olmuş olabilir mi acaba. sonuçta med-cezir Allah'ın yeryüzündeki yasalarından birsidir(buna Allah'ın ayeti(mucizesi) de denir). bunu diyerek sizi düşünceli bir halde elinizi kafanıza dayamışken kolunuzu çekip yüzünüzü masaya, klavyeye veya leptobunuza çarpmanızı sağlayarak kaçıp gidiyorum :D bana kızmayın :)

5 Kasım 2011 Cumartesi

CÜMLETEN KURBAN BAYRAMINIZ MÜBAREK OLSUN!!! ^o^

bir kötü haber ve güzel neşeli bir yazıyla geldim önce yazıyı yazacağım kötü haber en sona önemini koruması için :)
kurban bayramı deyince aklıma klasik kurban bayramı kartı geldi :)
koç gribi :D her gördüğümde dahada çok gülüyorum bu resme :) kurban bayramı, ramazan bayramı ne kadar küçüklüğümde ki kadar beni heyecanlandırmasa da hoşuma gidiyor. çocukken belkide bayram hazırlığı stresi oladığı için hoşuma gidiyordu kim bilir :D belkide bayram uzun süre görüşemediğim akraba çocuklarıyla oyun oynamayı sağladığı, şeker ve paranın şahsi olarak en çok olduğu zamandı :D ve çok net hatırlıyorum babaannem ve dedemin hac hediyesi olan altın sarısı parlak bir çantam vardı ve bir bayram şart koşmuştum akşama kadar çok canım çekmediği sürece şeker yemeyeceğim ve çantamı ağzına kadar şeker dolduracağım :D gerçekten yapmıştım ama :D akşam eve geldiğimde ablamla(onunda aynı çantadan vardı) çantalarımızı yere boşalttık ve şekerleri yemeye başladık.. o kadar çok şeker yemiştim ki başım ağrıyor miğdem bulanıyordu :D ondan sonra bayramlarda fazla çikolata, şeker yemedim... galiba :D bayramlar çok güzel ama sadece çocuklar için.. pardonda yetişkinler suyunu çıkarıyorlar cidden öff öff on beş yaşıma geldim ve kadınların yanında oturmak zorunda kalıyorum yahu her yıl mı aynı soru sorulur -.-" 
-kaç yaşındaydın?
-on beş :)
-kardeşin?
-hayır o ablam :)
-haa :) pardon ablan :)=
-he he he(mecburiiiiiii)
-kaça gidiyorsun?
-dokuz
-??
-orta bir
-hmmm haa sen şunla(tanıdık birinin çocuğu) yaşıttın değil mi?
-evet :) (mecburi gülümseme)
yemin ederim aile büyüklerini ziyarete gidince hep böyle oluyor genelde ben ablamdan uzun olduğum için ben abla o kardeş sanılır, kırk defa usanılmadan yaş, okul, sınıf... anneme çocuk sayısı, anneannemin dedemin hali durumu felan filan <.< artık ben buna yetişkinlerin geyiği diyorum :D ama yalan mı :D 
ayrıca HALI SİLMEK ÇOK YORUCUU~~~ 
okulda son dersteydik. bağırdım kızlaaaaarrrr cümleten kurban bayramınız mübarek olsun!!!! bir iki kişi duydu sadece 5-10 dk sonra tekrar biraz ciyaklayarak KIZLAAAAARRRRR KURBAN BAYRAMINIZ ŞİMDİDEN MÜBAREK OLSUN!!!! taş çatlasa 5 kişi duydu -.-" onlar mı sağırlaştı yoksa ben bağırıyorum sanıyorumda bağırmıyor muyum O.o önemli sorulaaarrr :D neyse bu olay 5 kere felan tekrarladım sonunda YAV DUYMUYOR MUSUNUZ BENİ ŞİMDİDEN CÜMLETEN BAYRAMINIZ MÜBAREK OLSUN!!! dedim ve çoğunluk gülmeye başladı :D sonra kızlarla görüştüm sonrada çıktık okuldan öyle böyle çok hızlı geçen bol sayısal ders dolu sıkıcılık derecesi %50 olan bir gündü :)
HALI SİLMEK GERÇEKTEN ÇOK YORUCUUUU~~~T_T
neyse o can sıkıcı habere geldik cidden çok sinirim bozuldu bunu görünce <_<
national geographic kids dergisini almak için dergi reyonuna gittiğimde ablam farketti bu kapağı. sonrada buraya eklemek için resmini çektik..
başlığa dikkatinizi çekerim!! adanan hayat mı!? bir şey sormak istiyorum.. her gün o sofralarından eksik olmayan biftek, sosis, sucuk veya benzer etli yemekleri için gelen et toprakta mı yetişiyor? varsa öyle bir şey biri bana söylesin! dergiye paylaşa paylaşa neden dini bir şey paylaşıyorlar? neden ispanyadaki o şişlenen kan revan içinde kalan zavallı boğaları, kanada'da katledilen fokları ve balinaları, en önemlilerinden biriside duygusuz sömürü devletlerinin yaptıkları insan katliamı görülmüyor, NEDEN!! ermeni devletinin azerbeycan da, amerikanın ırakta, israilin filistinde yaptığı katliamlar.. daha örneğe gerek var mı? o kadar çok örnek varki canavarlaşan insanlar hakkında.. eleştire eleştire dinimizde farz olan kurbanı eleştiriyorlar. <.< üstelik tek suçumuz ne biliyor musunuz. tek suçumuz normalde basit hatta hiç önemsenmeyen basit bir yemek için kesilen hayvanların miktarının bilinmeyip müslümanların kurbanda kestiği hayvanların aşağı yukarı miktarının bilinmesi.. SUÇUMUZ BU! Allah'a adamış olmamız suç(!) önceden bu dergide yine sorunlar vardı darvin i savunuyordu ama yinede alıyordum çünkü çocuk dergisi güzel ve kaliteli dinle pek alakalı değildi ama bundan sonra isterseler darvin görüşünden vazgeçsinler almam bu dergiyi ne kids dergisini nede bu dergiyi... olayın ciddiyetine varıp bunu duyurmanızı rica ediyorum sizden. birde dikkatimi çeken bir ayrıntı var... bu derginin reklamını radyoda çok duydum, henüz televizyonda reklamını görmedim fakat radyoda sanki insanların hayatının adandığından bahsedermiş gibi söylüyorlardı veee en garibi ise tek bir haber kanalında bile bu derginin bu sayısını provoke edildiğini görmedim.. hiç hoş değil gerçekten....

bu can sıkıcı haberden sonra, herkese iyi bayramlar dilerim umarım bu kurban bayramını tatillerde değilde sevdiklerinizin yanında aynı bir çocuğun bayramdan aldığı zevkle geçirirsiniz ^^

16 Ekim 2011 Pazar

Zennn "(O.o)

hmm aslında bu nickim başında biraz saçma ve aslı olmayan bir nedenden dolayı seçmiş olduğum bir nick :D her yaptığım çizimim altında ve çoğu internet sitesinde kullandığım bir nick :) yani kısaca bazı yerlerde zennn diye tanınırım :] bazı arkadaşlarım bana zenna diyor ama siz demeyin onlarda demesin :D Türkçe gerçekten çok esnek yav :D  neyse işin aslına dönersek bu nicki ilk kullanma nedenim bazı yörelerde kürtçe Zeynep demek olmasıydı :) ama sonra araştırdığımda budizmdeki bi inancın 'zen' olduğunu öğrendim. doğrusu rahatsız oldumda diyemem :) çünkü bana göre çoğu din ve inaçta mantıklı en az bir düşünce vardır. belki siz öyle düşünmüyor olabilirsiniz ama diyorum ya: bana göre :) çoğu din ve inancı araştırırsanız birçoğunun sonradan aslından bozulduğu belli olur: budizm(konuyla alakalı olduğu için bu örneği veriyorum.) de buna bir örnek.. Buda, insanların kendisine tapmasını istememiş mesela.. insanlarda oluşan düşüncelerle günümüzde Buda'ya tapılır olunmuş.. bunların dışında budizm de benim hoşuma giden düşüncelerde var insanın iç huzura bulması, sakin olması, kendini tanımaya çalışması :) çoğu dinde islam ile alakalı bir kaç yer vardır çünkü; islam mantıklı düşüncelerle donatılmış bir dindir. herşeyin bir açıklaması vardır. mantklı bir açıklaması olmadanda ben hiçbirşeye hemen inanmam zaten :) olması gerekende bu değil mi? konuyu yine dağıttım yaa :D zen den bahsedeyim size biraz :)

Zen Nedir?

Zen yalnızca, derin bir ahenk içinde
Her tür çelişki içeren engin bir yaşam bilir.
Gece gündüz ile ahenk içindedir.
Mevcudiyet, yokluk ile ahenk içindedir.
Bu engin ahenk,
Bu eş zamanlılık Zen Manifestosu’nın özüdür.
Saygı ve sevgi içeren, hiçbirşeyi reddetmeyen, hiçbirşeyi kınamayan
Tek yaşam biçimi budur.

OSHO: ZEN MANİFESTOSU

 
Kar tanesi düşüyor
Derin sonsuz
Sessizlik…

Birbiri üzerine uzanır
Düşen yapraklar
Yağmur damlası
Yağmur damlasına çarpar

Düşmüş bir çiçeğin
Dala geri dönmesi mi?
O bir kelebekti.

İşte Zen bu...

Zen'in insanlık var olduğundan bugüne kadar farklı coğrafya ve toplumlarda farklı pratiklerle ortaya çıkmış olabileceğini söylemek yanlış olmaz. Kişi Zen’i anlayabilmek için kendisini ters çevirmeli alt üst etmelidir. Bu durumu anlatan çok güzel bir hikaye şöyle; Bir Profesör Zen’in ne olduğunu öğrenmek için bir Zen ustasını ziyarete gider. Usta Profesöre çay ikram etmek ister. Otururlar ve usta kendi fincanına çay koyduktan sonra profesörün fincanını doldurmaya başlar. Ancak fincan çay ile dolduğu halde usta çay dökmeye devam eder. Bir süre sonra Profesör dayanamaz ve "Artık doldu, daha fazla alamaz! der. Usta ise "Tıpkı sizin zihniniz gibi, zihninizi boşaltmadan size Zen’i nasıl öğretebilirim?der. Oysa batı dünyası insanların zihnini sürekli doldurmaları, karışıklık içinde her türlü bilgiyi beyinlerine istiflemeleri için sürekli çaba içindedir. 

kısa bir kaç zen hikayesi..
Ego

Öğrenci ustasına sorar:
Ego nedir?
Usta yüzünü buruşturarak öğrenciye dönüp,
"Bu ne kadar aptalca bir soru. Bunu sadece bir aptal sorabilir." der.

Öğrenci allak bullak olur, öfkeden kıpkırmızı kesilmiştir.
Usta gülümser ve şöyle der:
İşte ego budur!


Acıkınca Yerim, Susayınca İçerim

Bankei; Ryumon Tapınağı'nda öğüt verirken, Sevgi Budası adını dilden düşürmeme yoluyla kurtuluşa inanan bir Sinsshu rahibi, oradaki dinleyicilerin çokluğunu kıskanır ve kargaşa yaratmaya yönelir.

Mezhebimizin kurucusu, diye böbürlenir rahip, öyle doğaüstü güçlere sahiptir ki, ırmağın bir yakasında elinde fırça durmaktayken, yardımcısı karşı yakada bir kağıt tutarmış.
Öyle uzaktan, fırçayı değdirmeksizin kağıda kutsal yazılar yazarmış.

Sen yap da görelim, böyle bir mucizeyi!

Benim mucizem başka türlüdür:
Acıkınca yerim, susayınca içerim.  

aslına bakarsanız bu yazıları alıntı yaptığım sitedeki çoğu yeri alıntı yapmadım hoşuma giden yerleri alıntı yaptım. 'Neden' diye sorarsanız  zen birçok şeyi inkar ediyor; kutsal kitapalrı, Allah'ı, ölümlü olmayı(reenkarnasyona inanıyorlar) v.b.. büyük çoğunluğu inkar ve hiçe saymaya dayanıyor. üstelik hiçe saymaz diye başında yazdığı halde fakat zen aynı zamanda, insanın kendisini anlamasını söylüyor. insan kendisini anlarsa herhangi bir sıkıntı olmaz diyor.. ki bu gerekli birşeydir ve buna iç muhasebede diyebiliriz. kendinizi anlarsanız hatalarınızı düzeltmeye çalışırsınız :)

her ne olursa olsun benim nickimin amacı zen inancıyla uzaktan yakından alakalı değil çünkü o nicki seçmeden önce bütün bunları bilmiyordum :) ve yine her ne olursa olsun başka inançların bazı düşünceleri ne kadar mantıklı olursa olsun dinim İslam kitabım Kur'an nickim zennn :)

1 Ekim 2011 Cumartesi

Ben, lise ve uzun bir yazı..

Lise lise... hmmm.. hayalimdeki gibi değil aslında tam olarak ama kötü de diyemem :) okuldaki kızlar aşktan bahsetmekten vakit bulamıyorlar gibi geldi :( belki erkeklerle binalar ayrıdır diye bu kadar rahat konuşuyorlardır.. her lisede böyle mi acaba.. tamam güzel bir duygu olduğu söylenebilir ama sürekli bahsetmek artık alışkanlık olmuş gibi duruyor. ha hayalimdeki lise ortamı nasıl mıydı :D anlatayım: (öğretmenler iyi kötü anlatıyorlar onlara hayalimde yer vermemiştim ehehe :D ama memnunum hocalardan :)) arkadaş ortamında muhakkak ki Kore sever olması gerekir ki var aslında ama yakın arkadaş olarak seçtiklerim de pek seven yok :( neyse neyse.. işte çok iyi arkadaş olunmalı ve iyi ders çalışılmalı.. arkadaşların birbirini sürekli kopya için sıkıştırması hoşuma gitmiyor.. seçtiğim arkadaşlarda dersi en iyi olan Diyarbakırlı arkadaşımla benim ve sık sık 'ee sınavlarda kopya verirsin artık' diye sıkıştırıyorlar.. hoşuma gitmiyor. ben çalışayım onlar yatsınlar sonrada kopyayla sınavı geçsinler oh ne ala :( arkadaşlarımın telefon manyağı olması istemem.. buradaki arkadaşlarımın çok seviyor.. yav ne var o telefonlarda hala çözemedim. elin (pardon)şerefsiz oğluyla mesajlaşmak çok mu güzel, iyi, sevap bir şey :( ara ara uyarıyorum erkeklerle fazla haşır neşir olmayın diyorum ama pek takmıyorlar -.-" bir ara arkadaşlarımdan birisi demişti ki 'Zeynep senin bazen sağ tarafımdaki melek olduğunu düşünüyorum' hoş bir şey ama keşke biraz önem verseler dediklerime  :( neyse ya olmayan hayallerden bahsetmek gereksiz.. belki 10. sınıfa sınıflar karışınca istediğim ortamı yaparım. yanlış anlaşılmasın şimdiki arkadaşlarımı yine seviyorum iyi hoş kızlar ama bazı huyları hoşuma gitmiyor yoksa kesinlikle kötü insan değiller eğer öyle iseler de ben bilmiyorum ama sanmıyorum..


okulumda ilk en iyi arkadaşımı gördüm... ben 4. sınıfa kadar hiç yakın kız arkadaşım olmadı :D kızlar sürekli mızıkçılık yapıyor, ağlıyor küsüyorlardı.. ve benim küçükken sevmediğim halada sevmediğim özelliklerdir. belkide hep bu sebepten kızlarla değilde erkeklerle arkadaş olmuşumdur :D garip biriyim ben ya hehehe :) neyse ilk en yakın arkadaşım 4. sınıfta olmuştu. o kadar yakındık ki her sırrımızı birbirimizle paylaşır birbirimize oturmaya giderdik.. 6. sınıfta aramız bozuldu sonra.. sebepsiz yere :( halen o arkadaşımı çok seviyorum :( ama sırf şu vazgeçemediğim gururumdan kurtulsam da tekrar arkadaş olsak keşke.. gerçekten çok seviyordum iyi bir dostu, vardı onunda kötü yanları ama çokta iyi yanı vardı.. geçen onun beni gördüğünü fark ettim.. ee benim arkadaşımdı sonuçta onda da var aynı gururdan :D yazıyı okuyanlar sizce gidip barışayım mı onunla?


okul hakkında düşüncelerimi de yazayım bari :) okulumu sevdim ne kadar hayalimdeki kadar olmasa da güzel okul. disiplinli, eğitimi iyi ama sanki anadolu ve düzleri biraz ayırıyorlar.. mesela anadolular nöbetçi olmuyor düzler nöbetçi oluyor, anadolular 30 kişilik sınıflarda düzler 40-50, düzler bodrum katında oluyorlar ama anadolular en düşük zemin katta oluyorlar :( anadoluyum belki mutlu olmam gerekir ama onlara yapılan haksızlıktan dolayı rahatsız oldum..


öff bu aralar hep bardağın boş kısmını görür oldum.. kendimden rahatsız oluyorum. normalde en saçma salak durumda bile hep pozitifimdir ama kafama bir şey mi düştü benim yaa :D la la la çocuk olmak istiyorum tekrar o harika 4 yaşıma dönmek istiyorum... o hiperaktif gibi olan ağızı yırtılacakmış gibi gülümseyen, hoplayan zıplayan, ele avuca sığmayan çocuk olmak istiyorum.. büyüdükçe kafam karışıyor.. ERGENLİK!! ALLAH BELANI VERSİN! normalde ergenlikten uzak bir insanım :) anne ve babaya olan nefret, tembellik, hep damar şarkı dinlemeler, laf olsun diye hayattan nefret etmeler, gerçekten uzak tamamen duygu aleminde yaşamlar felan filan ben yaşamadım bunları..  sadece bazen fazla duygu kaplar halim hareketlerim değişir :D ne bileyim garibinde garibi biri olup çıkarım.. böyle durumlarda dahada fazla resim çizerim ama artık resim çizerken hep aynı tipleri çizmekten sıkıldım yaratıcı olamıyorum ilginç resimler çizemiyorum.. belki hep renksiz resim yaptığım içindir.. biraz farklı resim çalışmaları yapmak istiyorum.. 'ee istemekle olmaz dimi kalk çiz' :D yaparım inşallah :D  neyse sizin bu boş yazıyı okumanıza neden olduğum için özür dilerim.. aman ya okumasaydın ben mi zorladım :D neyse neyse neyseee sizi bu aralar takıntılı olduğum şarkıyla başbaşa bırakıyorum :D




NOT: her zaman böyle saçma konuşmam :) nadir olan bir durum :D hep böyle sıkıcı biriside değilimdir :) şen şakrak pozitif birisiyimdir :) hadi yazımı pozitife dönüşmüş birisi olarak bitireyim bariiii :D


19 Eylül 2011 Pazartesi

Lise Başlangıç Heyecanı -.-"

Liseye gitmiş, gidicek ya da en azından başlamış benim durumumu anlayanlar vardır herhalde :) eski okulumdan kurtulmanın mutluluğu lise stresiyle acayip bir duyguya dönüştü... liseye başlayana kadar eski okulum hakkında kabuslar gördüm işte orada okumaya devam ediyorum felan -.- okurken belki komik gelebilir ama gerçekten çok kötü bi duygu.. küçüklükten vazgeçemediğim bi huy okul heyecanı karın ağrısı miğde bulantısı :D  okulun ilk günü genelde küçük çocuklarda görülür ama.. :D neyse ilk günü atlatınca biraz daha iyi oluyor :) yengem küçük kuzenlerim(biri 1. sınıfa diğeri anasınıfına başladı) moral olsun diye dedeme okul eşyalarını gösterip harçlık aldırtmış moral olsun diye :D gerçektende işe yaramış doğrusu mutlu olmuşlar ve harçlıklarıylada kendilerine istedikleri birşeyler almışlar :) bende mi denesem acaba :P :D neyse okulumda ablam bana baya bi yardımcı oldu saolsun :) zaten ablam olmasa köşede şaşırmış saf saf oturuyor olucaktım.. normalde açık sözlü ve girişken olmama rağmen böyle durumlarda yardım edecek kimse yoksa dokunsanız ağlayabilirim çaresizlikten :D zayıf yanlarımdan birisi..  ilk günden gıcık olacağım tipi belirlemiş bulunmaktayım :D  arkadaş edindim sayılır.. ahh ahh kore sever bi arkadaş bulsam.. bi kişi buldum ama benim kadar fan değil T.T niye bu kadar zor arkadaş bulmak >.>  neyse yaa derslere başlayalım sınıfla kaynaşırım felan filan ama tam arkadaş olabileciğim birisi bulamıcak gibiyim... önceki okulumdaki yakın arkadaşım olmasa okul günleri geçmez zaten...  sınıfta yanlış tespit etmediysem dersleri en iyi olan kişi benim :) zaten ingilizcede genelde öyleydi elhamdülillah(fazla kendini beğenmiş olmayayım :D) burada yine ingilizcesi en iyi olan kişi benim  :) yerimi koruyacağım!!! :) okul maceralarımı buraya yazmayı planlıyorum :) 

ÇOK ÇALIŞACAĞIM!! AJA AJA FIGHTING!!

15 Eylül 2011 Perşembe

Onigiri Denemem 2 (3. de gelicek :D )

onigiri maceram devam ediyor :D daha bugün yaptım bu onigirileri :) daha güzel oldular ve daha çok benzediler bence :) bloğumda önceki onigiri denememi bulabilirsiniz :) yeni onigirim aynı tarifte ama daha güzeldi :) inşallah yosun alınca tekrar yapıcam ve okulada yapmay düşünüyorum onigiriyi :) lafı uzatmadan ben resimleri ekleyeyim isterseniz :)



10 Eylül 2011 Cumartesi

Dear 16 year old me.. (Sevgili 16 yaşındaki halim..)

 Öncelikle herkesin geçmiş Ramazan Bayramı Mübarek olsun ^_^
Malign Melanom hızlı yayılan ve erken yaşta görülen en ciddi cilt kanseri çeşitidir.

Malign Melanom Nedir?

Malign melanom deri kanserleri içinde en ciddi olanıdır ve deriye rengini veren melanosit adı verilan hücrelerden gelişir. Deride doğuştan var olan benler melanoma dönüşebildiği gibi, sonradan ortaya çıkan benler üzerinde de kanser oluşabilir. Vücudu kaplayan derinin herhangi bir yerinde (saçlı deri, tırnak altı ve ayak tabanı dahil) görülebilir. Ben kanseri gelişmesinden birinci derecede çocukluk çağından güneş yanığı geçirmek sorumlu tutulmaktadır. Daha önce melanom teşhisi konan bir hastada ikinci bir melanom gelişme riski vardır. Ayrıca yakınlarında melanom tanısı varsa, bu kişinin melanoma yakalanma riski normal insanlara göre yüksektir.

Melanomun Belirtileri Nelerdir? Kendi Kendini Muayene.

Deri muayenesi rutin doktor konturolünün bir parçasıdır, ayrıca kişinin kendsii de derisini muayene edebilir. Benler çok sık görülen deri lezyonlarıdır, doğumda var olabilir veya sonradan ortaya çıkabilir. Bazı kişilerde displastik nevus veya atipik  ben adı verilen anormal  görünümlü ve çok sayıda benler olabilir. Bu kişilerin düzenli aralıklarla  bir deri hatalıkları uzmanı tarafından kontrol edilmesi uygundur. Deri hastalıkları uzmanları gözle ve dermatoskop ile muayenenin ardından bu benlerin resmini çeker veya görüntüsünü bilgisayar ortamına kaydedip, her muayenede fark olup olmadığını kontrol ederler.

Deri melanomunun ilk belirtileri, benin büyüklüğünde, şeklinde ve rengindeki değişikliklerdir. bu değişiklikler bende asimetri, kenar düzensizliği, renk değişikliği (tümüyle benin rengi koyulaşabilir veya daha açık renkli olabilir, bu renk değişiklikleri benin içinde yer yer ortaya çıkabilir), genişleme veya kabarıklığının  artması şeklinde olabilir. Kaşıntı erken bir belirti olabilir. Önceden var olan bir bendeki hafif değişikliklerin fark edilmesi ile erken dönemde melanom teşhisi konabilir. Sulanma ve kanama genellikle daha sonraki dönemde tespit edilen bulgulardır, ağrıya sebep olmaz.

ALINTIDIR..

22 Ağustos 2011 Pazartesi

Pirinç Topu(Onigiri)



resimlerden de anlaşıldığı gibi onigiri pirinçten yapılmış şirin mi şirin yiyeceklerdi :) ben ne yaptım onigiri yaptım :D tarifi aşağıda ;) kendi yaptığım onigirinin tarifini yazdım. diğer onigiriler için eklediğim videodakileri deneyebilirsiniz. ayrıca yukarıdaki resimler bana ait değil..

Malzemeler:

Pirinç Lapası(eğer tuzlu yemek yemeyi seviyorsanız içine tuz ekelemeyi unutmayın)
Yosun(ben yosunsuz yaptım çünkü yosun almaya gidemedim çevre yolundaki metro isimli yerde satılıyorlar..)

İçi içn:

mayonez
ton balığı

Yapılışı:
öncelikle ılık tuzlu hazırlayın, çünkü topları yuvarlarken elinize pirincin yapışmasını engeller. ılımış pirinç lapanızden elinize bir parça alın(çok fazla almayın tadı kötü oluyor) elinizde biraz yuvarladıktan sonra ortasını küçük bi oşluk açın ve mayanozli ton balığını ortasına koyun. pirinç topunuzu kapatın. üstüne istediğiniz gibi soya sosu, mayonez tarzı malzemeler dökebilirsiniz. yada yaptığınız mayonezli ton balığınıda koyabilirsiniz. 

Uyarı: eğer yosun kullanırsan pirinci üstüne sıcak koymayın yosun erir!




vee video :)

Afiyet olsun :)

12 Temmuz 2011 Salı

Tatill :)

haziranın 29 unda tatile gittik :) aslında normalde yazlığımıza tatile gitmeyi sevmiyorum, çünkü yazlığımız akdenizde. yani çok sıcak, nemli, sivri sinekler ve bide ÇİYAN :/ belki sırf orayı pek sevmediğim için diye düşünüyorsunuzdur ama inanınki alakası yok. yazlığımız bir köyün içinde denize sıfır çok güzel sessiz sakin. aslında tatile gitmiyecektim ama gittim çünkü kuzenim geldi ^^ yolculuğu sabaha karşı yaptık ve ben hiç uyuyamadım yazlığa gelir gelmez uyumuştum :D o gün denize gitmedik. ve belki saçma diyebilirsiniz ama 5 günlük tatil boyunca sadece 1 gün denize girdim o da tisanda :) aslında saçma değil çünkü denize girmenin öyle çok aşırı bir eğlencesi yok. bana göre denizin eğlencesi içinde yani kabuklarında, taşlarında, balıklarında :) denize girdiğim zaman kesinlikle deniz gözlüğümü takıp suyu incelerim :) tatilimin iyi yanlarından birisi uyduda arirang'ı ve nhk world'u buldum.(arirang evrensel kore kanalı yani ingilizce yayın yapıyor ama kore hakkında :) nhk world'ü ise hala tam olarak çözemedim ama dünya hakkında bi belgesel kanalı. o da ingilizce. japonya ve italya çok ilgimi çekmişti o kanalda ^^) bi iki gün o kanalları izledim ama genelde cartoon netwrok'u izliyordum. şimdi dersiniz tatilini tv başında mı geçirdim tabiki hayır. bu dediklerimi ya gece izliyordum yada yazlıkta olduğumuzda ve tv yi boş bulabilirsem :) yaa nese konudan çok koptum :D tatilimde bol bol kitap okudum :) CİNAYET ROMANIII~~~ :D çok eğlenceli. normalde korku filmi izleyemeyen biri olmama rağmen cinayet, polisiye, macera, gerilim kitapları tam bana göre ^^, uyudum :D, müzik dinledim, manzaralara(özelliklede gelirkenki gün doğumuna) bol bol bakıp şükrettim(keşke özel makinem olsaydıda resimleseydim. ablam hep makineyi kullandırtmıyor..), kuzenimle iş yaptım :D, sinirlendim(çünkü kardeşlerimle tatil hep zevkli olmuyor..), kuzenimi kuma gömdük :D ve resimler çektim(çok fazla olmasada) :) . resimlerle yazımı bitiryorum :)

Tisan'ın çevre yolundan görüntüsü :)
 ablamın elindeki gariban yengeçler. biri ablam tuttuğu için bacağını bıraktı. tabi biz bu garibanlara işkence etmedik. resimlerini çekip denize bıraktık ^^
 Tisan'ın sağ tarafındaki bölüm :)
 Cennet ve Cehennem'de gördüğümüz ve korka korka 2 m uzağından resim çekindiğimiz deve :D
 sahilde okuduğum cinayet romanı :D , deniz kabuklarım, gözlüğüm ve terliklerimle :)
 iki resmide beğendiğim için ikisinide ekledim :)
 hani demiştim ya 1 gün haricinde denize girmedim diye, o zamanlarda bol bol resim çekmiştim özelliklede kabuklarımı :) ama resimdeki kabukların çoğu Tisan'dan :)
 saçma geliyordur herhalde bu kadar az kabuk toplamam.. aslında baya toplamıştım ama içinde canlılar vardı :/ babamda günah olacağını söyleyip denize geri atmamı söyleyince azıcık kaldı :(
 bu da benim düzenlediğim resim :) kuzenlerim, ablam ve ben :D şirin olmuş ama değil mi :)

Sevgiler.. :)

30 Haziran 2011 Perşembe

Macaron ^^

evet.. bu seferki yazımın konusu makaron(macaron). size kısaca makaronu anlatayım:  Macaron (Makaron) Fransız mutfağının, özellikle de Fransız tatlı sanatlarının simgelerinden biridir. Macaron dövülmüş badem, şeker ve yumurta akı ile hazırlanan ve genellikle, kahve, çikolata, çilek, fındık, antep fıstığı, vanilya vb. ile koku verilen hamurdan yapılan, dışı gevrek içi yumuşak, küçük yuvarlak bir pastadır. İlk tarifin Rönesans dönemi Venedik’inden geldiği, 1800′lerde Fransızlar tarafından günümüzdeki şekliyle yapıldığı söyleniyor. (alıntıdır) 

makaronu kısaca tanıdığımıza göre ben makaronu ilk nerede gördüm? tabiki ameba pico da :D
oyun işte ama çok lezzetli görünüyorlardılar.  bende dayanamadım netten tarif aradım ve buldumda hatta ve hatta yaptım bile :) ilk denemem her ilk denemem gibi başarısız oldu -.-" ikinci denememde badem unum az kaldığı için içine galete unu ekledim(yengemin tavsiyesiydi) tadını bozmadı ve tadı güzel bile olmuştu. işte gerçek makaron resmi..

sadece benim yapmam beni tatmin etmedi bulmalıydım gerçek makaronları ama nerde. yaklaşık 4 pastahane gezdim, simit evlerinede baktım. kimisi makaronun ne olduğunu bilmiyordu bile, kiminde de yoktu :(  umutsuzluğa kapılmıştım ama başka bi zaman dışarı çıktığımda gittiğim bir pastahanede BULDUM İŞTE BULDUM x) tadını en beğendiğim makaron pembe olanıydı. diğerleride güzeldi ama pembe olan en güzeliydi. kutusu küçük fiyatı biraz yüksekti. ama en azından bir süreliğine merakım dindi. hedefim yurtdışında tadına bakmak :) benim aldığım makaronların resimleri :)





Sevgiler ^^

24 Haziran 2011 Cuma

JAPON RESTORANTI(!)

aslında bu yazıyı çooook önce eklemem gerekirdide neyse şimdiye kısmetmiş.. başlıktaki gibi evet japon restorantı(!). olayı anlatayım: ablam ve ben japon ve korelileri çok seviyoruz. japon parkı açıldığını duyunca havalara uçmuştuk. önce pikniğe gittik oraya çünkü restorantı yapım aşamasındaydı ve yaklaşık 4 ay minicik bi restorantı bitiremediler.. herneyse restorant bitti. biz herhalde açıldığının 4. günü gitmiştik oraya mutlu bir şekilde.. ama hayal kırıklığıyla çıktık malesef :( ramen istedik. herhalde benim önceki yazımda görmüşsünüzdür ramenin neye benzediğini; etli, sebzeli, çorbalı makarna gibi leziz bir yemek tabi o yemeği bu rezil restoranta gittikten sonra yaptım.. herneyse bide meraklı olduğumuz bir yemek daha istedik, muhakkak tahmin etmişsinizdir 'suşi'. adam biz istediğimizde şunu dedi 'suşiyi biz biraz türklerin ağız tadına uydurduk ama...' biz olsun dedik. neyse çok uzun bir beklemeden sonra LEZZETLİ(!) yemeklerimiz geldi. ramen susuz, üstüne menemen ve tavuk konulmuş ve vıcık vıcık yağlı :S hala miğdem bulanıyor.. suşi. keşke istemeseydik dedirttirdi. adam iyiki türklerin ağız tadına uydurduk demiş vala, demeseydi herhalde önümüze canlı balık felan getircekti herhalde. ayrıca en saçmalardan biriside yemeğin yanında ekmek vardı.. yemeğin sonunda fiyatıda miğdemize oturdu.. o rezilliğe doğrusu o para değmezdi. ablam resim çekmişti onlarıda ekleyerek yazımı bitiryorum. kesinlikle konyadaki japon parkının restorantına gitmeyin. pişman olursunuz..

 TÜRK USULÜ(!) suşimiz.. yanında soya sosu, KETÇAP, ve garip otlar vardı..

ramen..





SIRADA NE VAR?

Macaron ^^

Çok Yakında.. :)

23 Haziran 2011 Perşembe

Merhaba blogspot :)


uzun bir araydı sbs ydi okuldu geçip gitti Allah'a şükür. ilköğretimden mezun oldum ve geçiyorum liseye :) karnem iyi takdirname ve üstün başarı belgesi aldım :) sbs de fena değildi puanım yine 400 ün üstünde olcak herhalde ama bu sefer sbs de sözelde baya kötüydüm -.-" ama bu sınav benim tamamen bir sayısalcı olduğumu kanıtladı bide ingilizcemin iyi olduğunu :) tekrar merhaba blogspot :) mutlu küçük kırmızı başlıklı kız geri döndü :) ha ayrıca önceden ismimi yazmıyordum ya ne kadar gereksiz olduğunu anladım :D adım zeynep. :)

SIRADA NE VAR?
JAPON RESTORANTI(!)

Çok Yakında..

27 Nisan 2011 Çarşamba

Sergide Resmim Var!!!!! :D

evet aynen başlık okuduğunuz gibi. sergide resmim var!! :D olayı kısaca açıklayayım: benim okuduğum okul kule sitede bir sergi yapacaktı ve bende onun için bi resim yaptım(tabi şuan evde. hiç okula yar edermiyim o resmi! :D) çok iyi tepkiler aldı resmim :) bıraktığım çerçeveci de bir ressamdan övgü aldım ve sergide kimisi satılık olup olmadığını sormuş, kimisi yaptığıma inanmamış bile :) çok hoş bi duygu, Allah herkese böyle duygular yaşatmayı nasip etsin.
 sergi olurda ben durur muyum hiç sergiye tepkileri görebilmek için 2 kere gittim. 3. kezi ise okul zorla götürdü, kimse yoktu 3. de çok sıkılmıştım :/ herneyse resmi ben çizdim ve boyamam da öğretmenim bana biraz yardım etti(olsun o kadar da dimi) fakat, fikir maalesef benim değildi başka bir sanatçının fikriydi.. onun yaptığı resmide ekledim. resmime güzel yorumlarınızı bekliyorum :)


işte fikir sahibi olan sanatçının harika resmi :)
fikir sahibnin profili: http://ladysybile.deviantart.com/



VE İŞTE BENİM ŞAHESERİM ;P :D
 



















4 Nisan 2011 Pazartesi

Kimchili Pilav ve Hindi Etli Ramen Nasıl Yapılır?

Mmm... çok lezzetli iki yemek.. aa işe bak ikisinide ben yapmışım heheheh :D bloğumun hangi köşesine bakarsanız bakın beni bir asya sevdalısı olduğumu çok kolay anlarsınız :) burdaki iki yemekte Kore yemeği. fakat ramen biraz kapsamlı bir yemek.. hem Japonya, hem Kore, hem de Çin de yenilen bir yemek ramen. başka ülkelerde meşhur mudur bilmem, onlara sormak lazım :D tariflere geçelim..


Kimchili Pilav
bu tarifde kimchi ve pilavın yapılışını vermiyeceğim. başka zaman tarifleri eklerim.

MALZEMELER:
isteğe bağlı kimchi ve pilav :D
teflon tavaya pilav ve kimchiyi döküyorsunuz ve 5 dakika kadar ısıtıyorsunuz. pilavın kimchinin rengini alması tadını daha güzel yapabilir :)


kimchili pilavın resmi




Hindi Etli Ramen
aslında ramen ucu açık bir tarif ne bulursan kat içine gibi :D bu benim ikinci ramen denemem ve tadı dehşet oldu *-,*  normalde bu ramenin çin eriştesiyle yapılması gerekir ama ben henüz çin eriştesi alamadığım için spagethi ile yaptım :) çin eriştesi şöle görünüyor..




birde noodle var o biraz daha farklı ama lezzetinde çok fark olmaz sanırım..


MALZEMELER(denemelik yani miktarı az):
yarım paket spagethi ya da noodle ya da çin eriştesi
sebze(havuç,turp,soğan,pırasa v.s.)
hindi eti(hindi eti olmak zorunda değil. tavuk eti, balık v.s. olabilir. ayrıca ben pişmiş hindi eti kullandım.)
zeytin yağı
soya sosu
bir tane tavuk bulyon
küçük tava ve küçük tencere




küçük tencerenize yaklaşık 4 su bardağı tatlı su dökün. altını kısık ateş de açın. suya elinizde ezerek tavuk bulyonu ve bir miktar soya sosu dökün(soya sosunu çok dökersiniz fazla tuzlu olur.) su hafif hafif ısınırken, sebzelerinizi küçük küçük kesin. miktarlarını fazla tutmamanız tavsiyemdir. ekliyeceğiniz et çiy ise onuda kesin. ocağa küçük tavayı koyun, altını orta ateşte açın ve içini bir miktar zeyin yağı ekleyin. yağ ısınınca içine sebzeleri ve eti ekleyin ve kızartın. tencerenize spagethiyi ekleyin. sebzeler iyice ölünce ve et pişince  ocaktan alıp bir tabağa koyun. üstüne soya sosunu döküp biraz bekletin. spagethi yumuşamaya başlayınca suyun içine yumurta kırın(isteğe bağlı). sebzeleri ve etleride ekleyin ve karıştırın. ben biraz bekletip altını kapatıyorum. çukur bir kaseye koyup servis edebilirsiniz. :) isteğe bağlı olarak domates, mısır, wasabi v.s. ile tadını güzelleştirebilirsiniz..


işte ramenin resmi(belki gözünüze hitap etmeyebilir ama ağzınıza hitap edecek eminim..)

AFİYET OLSUN..


SIRADA NE VAR?

Sergide Resmim Var!!!!! :D

.ÇOK YAKINDA.. :)

3 Nisan 2011 Pazar

Esmer Pratik Kurabiyelerim :D

Nihayet blogspot düzeldi. arada bozuluyor ama nese.. başlıkta esmer kurabiye yazıyorda aslında özelliiği esmer olması değil. ben fırında biraz fazla beklettim iyi pişsinler diye, ondan böyle oldular. tarifi annem http://urfatutkunu.blogspot.com/ bloğunda görmüş. 'deneyelim tadı nasıl merak ettim' dedi annem, denedim ve tadı güzel oldu. blogta un kurabiyesi gibi diyordu tadı pek öyle olmadı çünkü tarifte krem şanti miktarı fazla yazıyormuş. çok uzatmayayım, işte malzemeler:

1 poşet krem şanti(1 paket koyarsanız tatlı olmuyor..)
1 su bardağı sıvı yağ
3 su bardağı un 
bu kadar x)

krem şanti ile sıvı yağı biraz çırpın, ardından unu ekleyip iyice karışana kadar yoğurun :)  şekil verirken biraz dikkat edin çok çabuk parçalanıyorlar. önce elinizde biraz sıkın sonra şekil verin. fırından çıktıktan sonra hemen çıkartabilirsiniz. ben hemen çıkartmıştım parçalanmadılar. ama tarifi aldığım blogta soğuduktan sonra çıkartmışlar, öyle de yapabilirsiniz :)

kurabiyelerimin resimleri..




SIRADA NE VAR?

Kimchili Pilav ve Hindi Etli Ramen Nasıl Yapılır?

ÇOK YAKINDA.. :)

17 Mart 2011 Perşembe

NE OLUYOR SANA JAPONYA?(süpriz yazım bu değildi. yazım ertelendi.)

ŞOK!!!!
Japonya'da 9 şiddetinde deprem oldu. korkunç artçıları devam ediyor...

ŞOK!! 
felaket tsunami sonucu 10.000 e yakın ölü bulunda ve hala kayıplar aranıyor..

ŞOK!!!
nükleer santralde büyük 3 patlama Japonya'yı tehdit ediyor. halka zarar geliceğinden korkuluyor..

yukarıdaki yazılar dudak uçuklatacak şekilde. sizcede öyle değil mi? Japonya'daki ölüleri depremden değil o berbat tsunamiden oldu. düşünün o 9 şiddetindeki depremi. 4 şiddetindeki depremlerde insan mahvoluyor, belkide bi kaç ev yıkılıyor. peki Japonya'da.. ne bina yıkıldı, ne de birisi öldü hem de 9 şiddetindeki depremde.. ama tsunamiyle o harika binalar yıkıldı ve onca insan öldü.. (kısa bir bilgi; Pikachu'yu seslendiren seslendirmende tsunami sonucu ölü bulunmuş.) ah keşke yapabileceğim birşey olsada yardım edebilsem :( insanlar günlerce aç, susuz, elektriksiz kalmışlar. Allah yardımcıları olsun :(


Nükleer patlamalar sonucu ölü olup olmadığını bilmiyorum fakat yaralıların olduğunu biliyorum. Japonya halkına zarar gelmesinden korkuluyor. umarım korktukları başlarına gelmez. çünkü biliyorsunuzki nükleer patlamalar kalıtsal hastalıklara, mutasyonlara yol açabiliyor.. atom bombasının sonucu olan rahatsızlıkların bi kısmının devam ettiği bile söyleniyor. umarım bir sorun çıkmaz artçı depremler kesilir, tusunami olmaz ve nükleer patlama bir daha yaşanmaz :(


AYRICA JAPONYA ÇEVRESİNDEKİ ÜLKELERİN BU OLAYLARDAN ETKİLENME İHTİMALİ OLDUĞU DUYURULDU.

yazımı felaket resimleriyle ve bir video ile bitiriyorum...