Yazılarımı okuduktan sonra yorum yapmayacak olsan bile yazımın hemen altındaki "okundu" butonunu işaretle olur mu :)

7 Ekim 2014 Salı

Sana Birkaç Kelime Veriyorum - Mim

Şeymacım beni mimlemiş :)) Sağol canım, nihayet yapabildim bu mimi :)
Şeyma'nın bloğu için tık tık
Ben de her zamanki gibi Sıla'yı mimliyorum. Sıla bıktıysan söyle bak bir daha mimlemem ama sen de yaz istiyorum bence bu mim tam senlik :D
Sıla'nın bloğu için tık tık
Mimimiz şöyle: Aşağıdaki kelimeleri kullanarak bir yazı ya da şiir yazacağız :) Ben tabii hikaye yazdım, şiire pek yeteneğim yoktur çünkü :D
Kelimelerimiz:
 -Pipo, yelpaze, cahil, yastık kılıfı, sakızlı muhallebi, ehliyet ve PSY

20. yüzyılın sonlarıydı, beyefendilik sıfatının giderek yok olduğu o yüzyıl. Muzaffer Bey de bu son beyefendilerdendi. Üzerinde gösterişli siyah redingotu, elinde Amerikalı denizci eski bir dostunun hediyesi PİPOSU ve süslü bastonu. 65 yaşlarındaki bu beyefendi giderek CAHİLleşen ve bir o kadarda bayağılaşan gençlerin dolup taştığı sokakta özgüvenli adımlarla yürüyordu. Her zamanki gibi sürekli kendi kendine konuşuyor, sokakta gördüğü insanlar hakkında kinayeli sözler söyleyerek kendince eğleniyordu. Kimisinin elbisesine YASTIK KILIFI, kimisinin saçına çalı diyordu. Hele yeni çıkan cep telefonunun ne kadar lüzumlu(!) bir icat olduğu hakkında da bir iki kelime geveliyordu. Gerçek Edebiyatçılar Derneği'nde arkadaşlarıyla buluşmaya gidiyordu. Emekliliği başladığı zamanlarda keşfettiği bu dernek hayatta zevk aldığı nadir uğraşlarındandı; bir de yemek yapmak vardı. Eşi Seyyide Hanım'ın vefatından sonra tek başına kalınca zorla öğrenip sonra sonra arkadaşı Seyfettin Beyle eğlenceli hale getirmişti yemek yapmayı. Yolda geçerken Seyfettin Bey'in muhallebicisine uğrayıp SAKIZLI MUHALLEBİSİni de yedi ve tekrar yoluna devam etti. Derneğe gideceğinde buluşma saatinden hep bir saat erken çıkardı yola; gezinti tadında yürüyüşler yapmayı seviyordu. Bugünkü gezintili yürüyüşünü de tamamlamıştı sonunda çünkü derneğe varmıştı. İçeri girdiğinde kendini dışarıdaki nahoş insanlardan soyutlanmış ve nihayet elit bir yere varabilmiş hissetti. YELPAZEli zarif giyinmiş(yaklaşık kendi yaşlarında) hanımefendiler, kendi gibi şık giyimli beyefendiler hoşbeş ediyorlardı. Yanlarına yanaştı ve kendini hoşbeşe dahil etti. Beyefendilik, hanımefendilik sıfatlarının EHLİYET gerektirecek bir yolda olduğundan bahsediyorlardı. Tabi onlar bilmiyorlardı ama centilmenlik, beyefendilik gibi sıfatların pek çoğu ileride PSY gibi ne yaptığını şaşırmış kişilerin ağzında sakız olacaktı. Belki de bunu öngördüler o zamanın halinden ve belki de haklılardı: hanımefendilik ve beyefendilik ehliyet gerektirmeliydi...
-----
Hikayenin sonuna doğru garipleşti olay :D Mazur görün lütfen kelimeleri aynı hikayede kullanmakta çok zorlandım yav :D Ayrıca tabiki hanımefendilik ve beyefendilik olayının ehliyet gerektirdiğini düşünmüyorum ama pek ciddiye alınmadığını görüncede üzülüyorum. Bu ne laubalilik yahu v.v :D (Bunu okuyanda beni ingiliz asilzadesi sanacak :D )

Öyle işte :))

9 yorum:

  1. Anaaam çok başka olmuş buu ama ciddi diyorum redingot nerden aklına geldi allasen :)
    Çok başarılı buldum ben nacizane öykü zevkimle tadı damağımda kaldı bile diyebilirim :)
    Sıla'yı bekleyelim bakalım :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Cidden mi :) Çok mıtlı oldum ama been ^○^ Ya ben bir ara sadece klasikler okuyordum ve çok geçiyordu oralarda redingot ondan mütevellit hep yazarken kullanmak istemişimdir :))
      Ayy çok mutlu oldum cidden :))))
      O ne yazacak çok merak ediyorum ama eminim çok ilginç bir şeyler çıkacak ortaya :D

      Sil
    2. Yalnız Şeyma ne kadar çok hatalı yazımım varmış anlatamam :D Düzeltmelerimi yaptım şimdi de :D

      Sil
  2. Eglencelı bır hıkaye olmus.tabı kelımelerı kullanmak zor :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim ^^ Birkaç sefer oturdum hikayenin başına yoksa saçmalama yolunda ilerliyordum :D

      Sil
  3. Artık yorumlara bakmama gerek kalmadan eğer senin yaptığın mimli bir post varsa tahmin edebilyorum mimlendiğimi :D bıkmak mı o da nee ? sayende blogum renkleniyor hiç bıkar mıyım :)) teşekkürler merak edin azıcık . Ama beklentileri yüksek tutmayın derim ben :D Yazın ne kadar güzel olmuş yav tütütütü maşşallah yani o derece :D ama bir şey söyliyim mi hanım efendilik beyfendilik olayının ehliyet gerektirdiği ... hımm zekice :D en ene en kısa zamanda yapıcam inşallah :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tamam o zaman hep mimlerim seni :D Fazlada merakta bırakma yaa :) Yok yok ben eğlenceli bir hikaye çıkacağı konusunda çok umutluyum senden :)
      Çok sağool :))))
      Onun içinde çok sağol :D Ehliyet kelimesini bu hikayede sürücü belgesi anlamında kullansam çok saçma olurdu acaba nasıl kullansam derken çıktı ortaya o fikir :D
      Tamam, bekliyorum :))

      Sil
  4. Çok hoş olmuş ellerine sağlık :) Beyefendilik, hanımefendilik şimdi zenginlerin malı oldu paran varsa otomatikman hanımefendi ve beyefendisindir :)

    Neyse ellerine sağlık :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim :)
      Değil mi. O sıfatları hak etmek için insanlar paralarına güveniyorlar artık :D

      Sil

Merhaba okur :) Yorumun için teşekkürler ^.^
NOT: Lütfen yorumunuza blog adresinizi ayrıca yazmayınız. Zaten isminize tıklayarak bloğunuza ulaşabilir herkes. Blog adresi(url) yazan yorumlar yayımlanmayacaktır.
Sataşmak amacıyla yazılan ve bunu yapmış olmasının üstüne birde anonim olan yorumlar,
Spam yorumlar yayımlanmayacaktır.
Anonim yorumlar rahatsız etme amacı gütmediği sürece yayınlanır ^^