hmm aslında bu nickim başında biraz saçma ve aslı olmayan bir nedenden dolayı seçmiş olduğum bir nick :D her yaptığım çizimim altında ve çoğu internet sitesinde kullandığım bir nick :) yani kısaca bazı yerlerde zennn diye tanınırım :] bazı arkadaşlarım bana zenna diyor ama siz demeyin onlarda demesin :D Türkçe gerçekten çok esnek yav :D neyse işin aslına dönersek bu nicki ilk kullanma nedenim bazı yörelerde kürtçe Zeynep demek olmasıydı :) ama sonra araştırdığımda budizmdeki bi inancın 'zen' olduğunu öğrendim. doğrusu rahatsız oldumda diyemem :) çünkü bana göre çoğu din ve inaçta mantıklı en az bir düşünce vardır. belki siz öyle düşünmüyor olabilirsiniz ama diyorum ya: bana göre :) çoğu din ve inancı araştırırsanız birçoğunun sonradan aslından bozulduğu belli olur: budizm(konuyla alakalı olduğu için bu örneği veriyorum.) de buna bir örnek.. Buda, insanların kendisine tapmasını istememiş mesela.. insanlarda oluşan düşüncelerle günümüzde Buda'ya tapılır olunmuş.. bunların dışında budizm de benim hoşuma giden düşüncelerde var insanın iç huzura bulması, sakin olması, kendini tanımaya çalışması :) çoğu dinde islam ile alakalı bir kaç yer vardır çünkü; islam mantıklı düşüncelerle donatılmış bir dindir. herşeyin bir açıklaması vardır. mantklı bir açıklaması olmadanda ben hiçbirşeye hemen inanmam zaten :) olması gerekende bu değil mi? konuyu yine dağıttım yaa :D zen den bahsedeyim size biraz :)
Zen Nedir?
Zen yalnızca, derin bir ahenk içinde
Her tür çelişki içeren engin bir yaşam bilir.
Gece gündüz ile ahenk içindedir.
Mevcudiyet, yokluk ile ahenk içindedir.
Bu engin ahenk,
Bu eş zamanlılık Zen Manifestosu’nın özüdür.
Saygı ve sevgi içeren, hiçbirşeyi reddetmeyen, hiçbirşeyi kınamayan
Tek yaşam biçimi budur.
OSHO: ZEN MANİFESTOSU
Kar tanesi düşüyor
Derin sonsuz
Sessizlik…
Birbiri üzerine uzanır
Düşen yapraklar
Yağmur damlası
Yağmur damlasına çarpar
Düşmüş bir çiçeğin
Dala geri dönmesi mi?
O bir kelebekti.
İşte Zen bu...
Zen'in insanlık var olduğundan bugüne kadar farklı coğrafya ve toplumlarda farklı pratiklerle ortaya çıkmış olabileceğini söylemek yanlış olmaz. Kişi Zen’i anlayabilmek için kendisini ters çevirmeli alt üst etmelidir. Bu durumu anlatan çok güzel bir hikaye şöyle; Bir Profesör Zen’in ne olduğunu öğrenmek için bir Zen ustasını ziyarete gider. Usta Profesöre çay ikram etmek ister. Otururlar ve usta kendi fincanına çay koyduktan sonra profesörün fincanını doldurmaya başlar. Ancak fincan çay ile dolduğu halde usta çay dökmeye devam eder. Bir süre sonra Profesör dayanamaz ve "Artık doldu, daha fazla alamaz! der. Usta ise "Tıpkı sizin zihniniz gibi, zihninizi boşaltmadan size Zen’i nasıl öğretebilirim?der. Oysa batı dünyası insanların zihnini sürekli doldurmaları, karışıklık içinde her türlü bilgiyi beyinlerine istiflemeleri için sürekli çaba içindedir.
kısa bir kaç zen hikayesi..
Ego
Öğrenci ustasına sorar:
Ego nedir?
Usta yüzünü buruşturarak öğrenciye dönüp,
"Bu ne kadar aptalca bir soru. Bunu sadece bir aptal sorabilir." der.
Öğrenci allak bullak olur, öfkeden kıpkırmızı kesilmiştir.
Usta gülümser ve şöyle der:
İşte ego budur!
Öğrenci ustasına sorar:
Ego nedir?
Usta yüzünü buruşturarak öğrenciye dönüp,
"Bu ne kadar aptalca bir soru. Bunu sadece bir aptal sorabilir." der.
Öğrenci allak bullak olur, öfkeden kıpkırmızı kesilmiştir.
Usta gülümser ve şöyle der:
İşte ego budur!
Acıkınca Yerim, Susayınca İçerim
Bankei; Ryumon Tapınağı'nda öğüt verirken, Sevgi Budası adını dilden düşürmeme yoluyla kurtuluşa inanan bir Sinsshu rahibi, oradaki dinleyicilerin çokluğunu kıskanır ve kargaşa yaratmaya yönelir.
Mezhebimizin kurucusu, diye böbürlenir rahip, öyle doğaüstü güçlere sahiptir ki, ırmağın bir yakasında elinde fırça durmaktayken, yardımcısı karşı yakada bir kağıt tutarmış.
Öyle uzaktan, fırçayı değdirmeksizin kağıda kutsal yazılar yazarmış.
Sen yap da görelim, böyle bir mucizeyi!
Benim mucizem başka türlüdür:
Acıkınca yerim, susayınca içerim.
aslına bakarsanız bu yazıları alıntı yaptığım sitedeki çoğu yeri alıntı yapmadım hoşuma giden yerleri alıntı yaptım. 'Neden' diye sorarsanız zen birçok şeyi inkar ediyor; kutsal kitapalrı, Allah'ı, ölümlü olmayı(reenkarnasyona inanıyorlar) v.b.. büyük çoğunluğu inkar ve hiçe saymaya dayanıyor. üstelik hiçe saymaz diye başında yazdığı halde fakat zen aynı zamanda, insanın kendisini anlamasını söylüyor. insan kendisini anlarsa herhangi bir sıkıntı olmaz diyor.. ki bu gerekli birşeydir ve buna iç muhasebede diyebiliriz. kendinizi anlarsanız hatalarınızı düzeltmeye çalışırsınız :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Merhaba okur :) Yorumun için teşekkürler ^.^
NOT: Lütfen yorumunuza blog adresinizi ayrıca yazmayınız. Zaten isminize tıklayarak bloğunuza ulaşabilir herkes. Blog adresi(url) yazan yorumlar yayımlanmayacaktır.
Sataşmak amacıyla yazılan ve bunu yapmış olmasının üstüne birde anonim olan yorumlar,
Spam yorumlar yayımlanmayacaktır.
Anonim yorumlar rahatsız etme amacı gütmediği sürece yayınlanır ^^