Yazılarımı okuduktan sonra yorum yapmayacak olsan bile yazımın hemen altındaki "okundu" butonunu işaretle olur mu :)

6 Mayıs 2015 Çarşamba

Mektup

Aldığın çantayı neden beğenmediğimi anladığını pek sanmıyorum. Umarım beğenmememi şımarık, kendini beğenmiş diye adlandırmıyorsundur. Sana çok sinirli, hatta daha çok kırgınım. 17 senedir yanıbaşındayken beni tanımamak, anlamamak için direttin durdun. Seni en yakınım yapabilmek için, sırdaşım yapabilmek içinse ben hep bir istek duydum ama açıkçası fazla çırpınmadım çünkü beni hep uzaklaştırdın ve girişimlerim hep kavgayla ya da ilgisiz tavırlarınla sonuçlandırdın. Üstelik sen gitmeden önce de oldukça sık kavga ettik bilmem hatırlar mısın.
Eleştirilmeye gelemiyordun.
Sevilmeye gelmiyordun.
Biriyle(özellikle benimle) sır paylaşmaya hiç yanaşmıyordun.
Unutma, bu dünya her şeyi kendine saklayamayacağın kadar boğabilir seni ama sen sakladın. Neyin varsa gizledin. Belki yaptığın hatalarının, hata olduğunu yüzüne vuracağımdan, belki seninle dalga geçeceğimi ya da sırlarını ortaya dökeceğimden korktun. Ama haksızlık ettin. Şimdiye kadar hiçbir zaman bana "sır" diyerek bir şeyler anlatmadın ve tutup tutmayacağımı denemedin bile. Belki deneseydin çekip gitmeyi aklından geçirmezdin.
Evet, tahammül edemiyorum; bir şeyden bunalınca kaçıp gitmelere, problemin üstüne gitmek yerine problemi yok saymalara. Evet, bunu zayıf karakterlilik olarak adlandırıyorum ve bende bazen bu yollara başvursamda her seferinde kendimi zor yolda da ilerletebilmek için güçlendirmeye de çalışıyorum. İnan hayat hep kolay olsaydı bu kadar çok "kaybeden" ile dolu olmazdı ve zor işleri kolay yoldan halletmeye çalışan onca şarlatan da bulunmazdı. Anlamalısın, kaçmak çözüm değil.
Ailenin seni bunalttığını ve önüne sürekli engeller koyduğunu; insanların, senin hayatına karışmasının tek nedeni kendilerini bir halt sanmaları olduğunu düşünüyorsun. 
Farket. 
Ailen, onları yok saymadığın sürece şu hayatta seni karşılıksız sevecek tek insan topluluğu, ama şunu da aklında bulundur karşılık alamayan her sevgi yıpranır ve yorulur. Sevmeyi dene.
Önüne konulanları engel olarak değilde seni korumaya çalışan duvarlar olduğunu düşünsen emin ol ki duvarı yıkıp geçmek yerine, o duvara bir kapı açtırmak daha kolay olur.
İnsanlar, senin hayatına her zaman kendilerini bir şey sandıkları için değil seni sevdikleri için de karışabilir. Ve inan ki şu hayatta hayatına birinin müdahale etmediği kimse yok. Bırak haberin varken yapılan müdahaleyi, haberin olmadan çok uzağında olan bir olay bile hayatını durduk yere etkileyebilir. Seni sevenlerin müdahalesine izin vermen gerektiği zamanlarda var. En azından söylenilenleri dinle.
Bazı insanlar sevgilerini ifade etmekte sıkıntı yaşar. Bağırır, çağırır, yaptıklarını eleştirir hatta aşağılar. Bu durumdan hoşnut olman gerekmiyor ama insanlar değişebilir. Belki tamamen değil ama kısmen de olsa değiştirebilirsin onları. Ayrıca, hayatından çıksa içinde kocaman bir boşluk bırakabilecek insanları yaptıkları hatalardan dolayı silip atma. Bütün insanlar hata yapar, bazıları sadece biraz fazla(kimden bahsettiğimi çok iyi biliyorsun).
Bana gelirsek.
Seninle konuşmak istemiyorum, en azından sınavımı atlatana kadar. Ne zaman seninle konuşsam sözlerimi alaya alıp beni sinir krizlerine soktun, daha fazla kendimi yıpratmak istemiyorum. Sen de konuşmam için ısrar etme.
Gidişinin belki beni hiç etkilemediğini düşünebilirsin ama kafamdaki dönen tilkilerin en sevdiği sohbet konusu sensin. Duygularımdan konuşmayı fazla sevmiyorum yine de söylemek gereği duydum; en çok boğulduğumu hissetttiğim konular senin hakkında oluyor. Senin hata yapabileceğini kabulleniyorum ama beni ve diğerlerini nasıl bu kadar kolay bırakıp gittiğini halen anlayamıyorum. Kırdın, gerçekten çok kırdın beni ve emin ol en az kırdığını düşündüğün insanları daha çok kırdın.
Senin hatalarını da affedebileceğimizi, unutabileceğimizi hatırla ama lütfen sevgimizi daha fazla sınama.
Her sevgi bir gün yıpranır eğer karşılık alamazsa...

...

4 yorum:

  1. bu mektup da ne???

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mektupları adresine yollamak yerine internetten ulaştırmak daha kolay. Biraz iç döküş tabi birde.
      Blog'um çok alışık değil bu tip yazılara ama oluyor arada işte.

      Sil
  2. Kızmışsın ama o giden insanın da bir sebebisi olabilir. Yani kızgınlığını kendi kendine demlemek yerine onla git konuş ya da o da bunları okusun savunsun kendini ne hissettiğini anlasın senin de ben anlaşamadığım zamanlarda öle yapıyorum mesele çeker giderim ama dayanamam tartışmaya hele karşımdaki üsteliyorsa falan kalkarım bunalırım, sonra hislerimi mesaj olarak atıyorum ya da bir dahaki görüşmemizde konuşuruz falan.

    Bir kişinin benden sır saklaması olayını da yaşamıştım gizli kapaklı işler üzüntüsünü derdini tam anlayamıyosun da destek olmak istiyorsun falan. Dediğim gibi o kişi de bunları okusu belki biraz kızar ama hissettiklerinizi anlar en azından. Ben bu kanaatteyim şahsen.

    Ve çok sıkma canını. Yanında kalması gerekenler kalıyor. Zaten kıymetini anlayan da geri geliyor :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İletişim sıkıntısı çekiyorum onunla, o yüzden buraya yazdım.
      Bende genelde konuşurken laflarımı dinlemeyen insanlara mesaj atıyorum. Sonuçta okuyorlar genelde mesajın tamamını.
      Umarım anlar. Burayı okuyacağına eminim.
      Öyle. Kıymet bilmeyenin peşinden çok koşmamaya çalışıyorum işte ama bazen sadece yürüyorum bilmesi gereken kıymeti hatırlatabilmek için.

      Sil

Merhaba okur :) Yorumun için teşekkürler ^.^
NOT: Lütfen yorumunuza blog adresinizi ayrıca yazmayınız. Zaten isminize tıklayarak bloğunuza ulaşabilir herkes. Blog adresi(url) yazan yorumlar yayımlanmayacaktır.
Sataşmak amacıyla yazılan ve bunu yapmış olmasının üstüne birde anonim olan yorumlar,
Spam yorumlar yayımlanmayacaktır.
Anonim yorumlar rahatsız etme amacı gütmediği sürece yayınlanır ^^